Püf noktası

BAŞKANLIK sistemi veya parlamenter sistem; ikisinden de diktatörler çıkmıştır, ikisinin de gayet demokratik ve iyi işleyen örnekleri vardır. Hangi sistem olursa olsun, başarısı kalıcı ilkelere dayanmasına ve toplumun...


BAŞKANLIK sistemi veya parlamenter sistem; ikisinden de diktatörler çıkmıştır, ikisinin de gayet demokratik ve iyi işleyen örnekleri vardır.

Hangi sistem olursa olsun, başarısı kalıcı ilkelere dayanmasına ve toplumun çok büyük çoğunluğu tarafından benimsenmesine bağlıdır.

Bu da yetmez, erkler arasında “denetim ve denge” mekanizmasının iyi kurulmuş olması gerekir. Özgürlüklerin teminatı budur çünkü.

Başkanlık sistemini savunan iki hukukçunun görüşlerini aktararak çok önemli bir “püf noktası”nı kamuoyunun dikkatine sunmak istiyorum. Biri Sayın Cemil Çiçek, öbürü Sayın Burhan Kuzu...

GÖZDEN KAÇMASIN

Bu konularda hayli birikimli olan Cemil Çiçek CNN Türk’te haklı olarak “partiler sistemi”nin önemine dikkat çekti. Başkanlık sisteminin iyi işlediği Amerika’da partilerin sıkı disiplinli olmadığını, senatör ve temsilcilerin serbest hareket ettiklerini anlattı. Sıkı disiplinli parti kültüründe başkanlık sisteminin otoriter rejimlere dönüşebildiğini söyledi.

Gerçekten sistem tartışmalarında asla gözden kaçmaması gereken püf noktalarından biri budur: Partiler sistemi ve kültürü..

Başkanlık sistemi “serbest partiler modeli” denilen yumuşak yapılı ve iki partili siyasi yapılarda başarılı olabiliyor; aksi halde kötü sonuç veriyor.

Burhan Kuzu da “Başkanlık Sistemi” adlı kitabında bunu anlatır. Kuzu’ya göre, Güney Amerika’da bu sistemin otoriter rejimlere dönüşmesinin en önemli sebeplerinden biri şudur:

“Bir Güney Amerika partisi, bir Kuzey Amerika partisinden bütünüyle farklıdır. Güney Amerika’da parti, temelde, bir adamın çevresinde toplanmış ve kendini bütünüyle ona hizmet etmeye adamış bir ‘chensler’ topluluğu, kısacası gerçek bir partiden çok bir klandır.” (s. 104)

Bugünkü Güney Amerika’da da bizde de partiler tıpatıp böyle değildir fakat bizde lider kültü ve parti disiplini çok egemendir. Amerika’daki sistemde lider kavramı bile yoktur.

İKTİDARIN TASLAĞI

Muhalif değil, iktidara mensup iki hukukçu bu gerçeği belirttiğine göre, iktidarın hazırlamakta olduğu taslakta “başkan”la “parti”sinin ilişkilerinin nasıl düzenleneceği çok önemlidir.

Yasama organındaki iktidar çoğunluğunun başkan karşısında serbest irade sahibi olabilmesi için Burhan Kuzu “daraltılmış bölge” sistemini savunuyor.

Bu yetmez, daraltılmış bölge olsa bile adaylarının Amerika’dakine benzer şekilde mutlaka taban tarafından belirlenmesi de gerekir. Seçildiklerinde “chens” gibi değil, Amerika’daki senatörler gibi davranabilmeleri için.

Disiplinli parti parlamenter sistemde gereklidir, parti içi demokrasiyle birlikte tabii.

Bütün bunları “sistem” meselesini konuşurken nelere dikkat etmemiz gerektiğini belirtmek için yazıyorum. Aceleye gelmemeli, genel kavramlar böyle “püf noktalarını” gözden kaçırmamalı. Herhangi bir sistemin başarısını etkileyecek böyle çeşitli “püf noktaları” vardır, zaman zaman ele alacağım.

TEMELDEKİ FELSEFE

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yaşasın evrensel hukuk 22 Kasım 2024 | 539 Okunma Türkiye ve Hamas 20 Kasım 2024 | 1.245 Okunma Atatürk ve Ak Parti 19 Kasım 2024 | 1.570 Okunma Adalet Bakanı ne diyor? 17 Kasım 2024 | 816 Okunma Yeni tehlike Trump 15 Kasım 2024 | 1.412 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar