Sarkisyan’ın vicdanı!
ERMENİSTAN Cumhurbaşkanı Jerj Sarkisyan, arkadaşımız Cansu Çamlıbel'e verdiği mülakatta, tabii ki kendi tezlerini savunuyor. Yüzyıldan beri Ermeni kimliği "soykırım" kavramıyla özdeşleştirildiği...
ERMENİSTAN Cumhurbaşkanı Jerj Sarkisyan, arkadaşımız Cansu Çamlıbel'e verdiği mülakatta, tabii ki kendi tezlerini savunuyor. Yüzyıldan beri Ermeni kimliği "soykırım" kavramıyla özdeşleştirildiği için, Sarkisyan'ın duygusal olarak da politik olarak da bunun dışında bir gerçek arayışına yönelemeyeceğinin farkındayım.
Ermenilerin bir facia yaşadığı gerçektir. Fakat Türklerin yaşadığı faciayı Sarkisyan'ın "bir, iki, üç köy sakini yerlerini değiştirebilir" diyerek, küçümsemenin ötesinde vicdansız bir tanım yapmasını anlamak mümkün değildir.
Sarkisyan'ın bu "bir, iki üç, köy" söylemi, Ermeni şovenizminin tipik örneğidir.
BİRKAÇ KÖY MÜ?
Tarihte Ermeni meselesinin daima terörle birlikte gittiğini, Taşnak ve Hınçak gibi örgütlerinin programlarında açıkça "terör" kavramına yer verdiklerini, kanlı eylemlerini anlatmayacağım. Osmanlı toplumunda Ermenilerin yüksek mevkisini, savaşta Rus ordusuyla nasıl Türkiye'ye karşı savaştıklarını, bulunan toplu mezarları da anlatmayacağım.
"Bir, iki, üç köy" denilince, sadece 1914 Mart'ından itibaren gelişen Van ve Bitlis bölgesindeki isyanı, katliamı ve Müslüman tehcirini hatırlatacağım.
Osmanlı'nın eli silah tutan nüfusu Sarıkamış'ta, Çanakkale'de, Kanal harekâtındadır. Tarihçi Edward Erickson'ın belirttiği gibi iç güvenliği sağlayacak jandarma ve polis gücü çok zayıftır. Çarlık Rusya'sının emrindeki "Ermeni gönüllü alayları" ve komitacıları bölgede terör başlattılar. Telgraf hatlarını kestiler. Van'ı ele geçirdiler. Rus ordu Van'a girdi. Senaryo Bitlis'te tekrarlandı.
Van-Bitlis bölgesinde katliama uğrayan, tehcir edilen, iç vilayetlere kaçan Müslümanların toplam sayısı 30 bindir!
"Tarihi Ermenistan"ı kurmak için etnik temizlik yapıyorlardı. Balkan komitaları gibi.