Şiddetin dili, şiddetin sosyolojisi
Hiçbir kesim “öteki”ni yok edemez. Hukukun güvencesinde özgür ve adil bir anayasa nizamında birlikte yaşamak ve beşeri enerjimizi ekonomiye, bilime, kültüre, sanata yöneltmek hem aklın, hem vatanseverliğin gereğidir.
Tam 13 yıl, 13 gün evveldi; sosyolog Nur Vergin sözlü saldırılarla linç ediliyordu, satılmış, yalaka, CIA ajanı falan…
Ben de Nur Vergin’e yönelen bu şiddet dilini eleştirerek şöyle yazmıştım:
“Sağcılık, solculuk fark etmez… Bütün totaliter ideolojilerde karşı fikirlere ‘yanlış’ diye değil, ‘yok edilmesi gereken fesatlar’ olarak bakılır. Hitler’i, Lenin’i, Stalin’i okuyun! Dilleri müthiş öfkeli ve saldırgandır!
Farklı fikirleri eleştirmezler, ‘hain, dönek, ajan, Yahudi uşağı’ diye suçlayıp imha edilesi düşmanlar olarak gösterirler.
Bizdeki ve dünyadaki totaliterlerin üslup ayniyetine çeşitli yazılarımda defalarca dikkat çekmiştim. Prof. Nur Vergin’e karşı yürütülen hakaret kampanyası yeni bir örnek oluşturdu.” (Milliyet, 7 Ocak 2008)