Sorun çözmek
SORUNLARI önem ve aciliyetlerine göre sıralayıp çözümleri de bu sıraya göre geliştirmek sadece siyaset ve idarede değil, günlük hayatımızda da önemli bir 'rasyonel davranış'tır. Bugün...
SORUNLARI önem ve aciliyetlerine göre sıralayıp çözümleri de bu sıraya göre geliştirmek sadece siyaset ve idarede değil, günlük hayatımızda da önemli bir 'rasyonel davranış'tır.
Bugün birçok ciddi sorunu bulunan Türkiye'de öncelikle sorun, bir hükümet kurmak için gereken uzlaşmayı sağlamak ve bu hükümetin uyumlu çalışabilmesi için gereken siyasi iklimi hazırlamaktır.
Terörün sona erdirilmesinden, ekonominin yönetilmesine kadar her şey buna bağlı.
Türkiye böyle bir acil önceliğe sahipken "sistem tartışmasına" yeniden başlamak, partiler arasındaki ihtilafları derinleştirmekten, uzlaşmazlığı arttırmaktan başka neye yarayabilirdi?
SİSTEM KAVGASI
Başbakan Davutoğlu, seçimlerden sonra TRT'de şöyle konuşmuştu:
"Biz başkanlık sistemine geçmeyi tasavvur ettik, söyledik. Halk bunu uygun görmediğini verdiği oylarla gösterdi, bu yetkiyi vermedi bize. O zaman şimdi var olan sistemi işletmektir bizim sorumluluğumuz... Sistem değişmediğine göre artık taşların yerine oturması lazım" (10 Haziran)
Halkın başkanlık sistemini uygun görmediği, sistemin değişmediği, bu durumda artık "taşların yerine oturması", yani herkesin parlamenter sistemin teamüllerine göre hareket etmesi gerektiği vurgusu; hem akademik hem siyasi olarak doğrudur. Siyasi olarak doğrudur, çünkü ülke bunca sorunla uğraşırken siyasetin bir de sistem kavgasına kapılması Türkiye'yi ancak çözümsüzlüklere sürükleyebilir.
Koalisyon görüşmelerinin uzlaşmazlıkla sonuçlanmasının birçok sebebi sayılabilir ve sorumlusu vardır. Sistem kavgası Türkiye'deki kutuplaşma ve uzlaşmazlığı büsbütün derinleştirmekten başka bir şeye yaramamıştır.