Tahribat
DARBELER büyük tahribat yapar fakat hiyerarşi dışı darbe girişimlerinin tahribatı daha korkunç olur. İşte 15 Temmuz cuntasının yarattığı korkunç tahribat... Tahribat darbeci katillerin 161 asker ve sivil...
DARBELER büyük tahribat yapar fakat hiyerarşi dışı darbe girişimlerinin tahribatı daha korkunç olur. İşte 15 Temmuz cuntasının yarattığı korkunç tahribat...
Tahribat darbeci katillerin 161 asker ve sivil vatandaşımızı şehit etmesinden ibaret değil. Kamu kurumlarını bombalamaktan da ibaret değil...
15 Temmuz darbe teşebbüsü orduda ve yargıda çok büyük tahribat yarattı. Ordunun ve yargının süratle olağan hiyerarşiye ve profesyonel işleyişe dönebilmesi için herkesin çok özenli olması, Türkiye’nin geleceği için hayati derecede önemlidir.
TARİHİN DERSLERİ
1908 yılında Genç Subaylar’ın ayaklanmasıyla Meşrutiyet ilan edildikten sonra orduda hiyerarşi bozuldu, siyasi gruplaşmalar askerlik ruhunu öldürdü. Balkan Harbi’nde Rumeli’yi kaybetmemizin önemli sebeplerinde biri budur.
27 Mayıs Darbesi de hiyerarşi dışı bir cunta hareketiydi. Darbeciler Genelkurmay Başkanı Org. Rüştü Erdelhun’u da tutuklayıp Yassıada Zindanı’na gönderdiler. 27 Mayıs Darbesi de orduda hiyerarşi fikrini tahrip etti, “devrimci” denilen cuntalara, kanlı çatışmalara, yıllarca süren siyasi istikrarsızlığa sebep oldu.
15 Temmuz darbe girişiminde, Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar’ı gözaltına almaya kalkanlar “en yakınındaki çalışma arkadaşları, koruma subayı ve özel kalem müdürü” idi! Boğuşmayı duyarak gelen generalleri de bunlar enterne edip Akıncı Üssü’ne götürdüler.
Genelkurmay’ın içinden Hakkâri’ye, çeşitli illerdeki askeri birliklere uzanan böylesine geniş bir darbe örgütlenmesini MİT neden zamanında istihbar edemedi?
HİYERARŞİ VE DİSİPLİN
Daha büyük sorun, şehitler vererek terörle mücadele eden orduda, darbeye katıldıkları için çok sayıda subayın gözaltına alınması ve bunun hiyerarşide yaratacağı boşluklardır.
Orduda disiplin ve hiyerarşi askeri değerlerin en üstünüdür.
Elbette darbeyle ilişkili subaylar tasfiye edilmeli, fakat yerlerine atamalar yapılırken tek ölçü askeri anlamda “liyakat” olmalıdır.
Atamalarda siyasi mülahazaların rol oynadığı şüphesi subaylar arasına bir girerse bunun nasıl felaketlere yol açabileceğini görmek için Mahmut Muhtar Paşa’nın “Rumeli’yi Neden Kaybettik?” adlı kitabına bakmak yeterlidir.
BAĞIMSIZ, TARAFSIZ YARGI
Cemaat’in okul açmakla yetinmeyip emniyet, yargı ve orduda teşkilatlandığı ve bu kurumlarda siyasi eylemler yaptığı bellidir.