Yargıtay’da adalet
Günlük dilimizde “terör örgütü, örgüte yardım, darbeye teşebbüs” gibi kavramları yerli yersiz, hatta bazen siyasi amaçla sık sık kullanıyoruz.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, hukuk tarihimize onurla geçecek kararında bu kavramların hukuki tanımlarını yaptı. (No. 2019/4769)
Bu tanımlara girenler suçludur, girmeyenler suçsuzdur.
Karara göre, darbeye teşebbüs suçu için mutlaka eylemde önemli boyutlarda “cebir ve şiddet” unsuru bulunmalıdır; “manevi cebir” diyerek mahkumiyet verilemez!
Yazı yazmak “cebir ve şiddet” sayılamayacağı için, gazeteciler Mehmet ve Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak ve Zaman gazetesinin bazı çalışanları hakkındaki “darbeye teşebbüs” suçundan verilen “ağırlaştırılmış müebbed” hapis kararlarını Yargıtay 16. Ceza Dairesi bozdu.
Mehmet Altan tamamen beraat etti, beraati kesinleşti… Benzer davalara emsal olacak bu karar.
FAŞİZMİN CEZA HUKUKU
Osmanlı’dan beri bize kaynak olan 1885 tarihli İtalyan Ceza Kanunu’ndaki “cebir”unsuru 1930 tarihli Faşist İtalyan Ceza Kanunu ile metinden çıkarılmış, faşist rejime karşı her türlü fikir ve davranışlar “manevi cebir” sayılarak darbeye teşebbüs suçundan idam kararları verilmişti!