Bir sığınak: Doha
Basra Körfezi, 1500’lü yıllardan itibaren önce Portekizlilerin, ardından da İngilizlerin istilasına sahne oldu. Bilâdüşşâm ile Hindistan arasındaki ticaret yollarının tam göbeğinde yer alan bölgede...
Basra Körfezi, 1500’lü yıllardan itibaren önce Portekizlilerin, ardından da İngilizlerin istilasına sahne oldu. Bilâdüşşâm ile Hindistan arasındaki ticaret yollarının tam göbeğinde yer alan bölgede İngilizler çok kârlı koloniler kurdular. İkinci Dünya Savaşı sonrasına kadar pek aksamadan işleyen İngiliz sistemi, uluslararası dengelerde yaşanan değişimlere paralel olarak biçim değiştirdi: 1951’de Umman, 1961’de de Kuveyt, İngiltere’den bağımsızlıklarını kazandı. Londra, Körfez’in diğer emirliklerine dokuz parçadan oluşan bir federasyonun çatısı altında bir araya gelmelerini önerdi. Bunlardan yedisi (Abu Dabi, Dubai, Şârika, Ra’su’l-Hayme, Acman, Fuceyre, Umm Kayveyn) teklifi kabul ederek “Birleşik Arap Emirlikleri”ni oluşturdular; Katar ve Bahreyn, ayrı birer devlet olmayı tercih etti.
Çok eski tarihlerden beri kendine has siyasetiyle ve bağımsız yapısıyla dikkatleri çeken Katar, 1971’den sonraki süreçte Körfez’deki diğer devletlerden daha da ayrıştı. Dünyada bilinen doğalgaz rezervlerinin yüzde 14’üne tek başına sahip olan Katar, bu sayede elde ettiği olağanüstü zenginliği yalnızca ekonomik refaha tahvil etmedi, aynı zamanda siyasî gücünü artırmak için de kullandı....