Cape Town’dan Filistin’e selam
Geçtiğimiz mart ayından bu yana, Güney Afrika medyasını zaman zaman kontrol ediyordum. Aradığım şey, ırkçı Apartheid rejimi döneminde, 123 günlük tutukluluk ve işkence sürecinin ardından 27...
Geçtiğimiz mart ayından bu yana, Güney Afrika medyasını zaman zaman kontrol ediyordum. Aradığım şey, ırkçı Apartheid rejimi döneminde, 123 günlük tutukluluk ve işkence sürecinin ardından 27 Eylül 1969’da katledilen İmam Abdullah Harun’un yeniden açılan dosyasına dair karar duruşmasının haberiydi. Cape Town’daki Yüksek Mahkeme binasında 7-18 Kasım 2022’de yapılan ilk duruşmaların ardından, nihaî kararın açıklanması 2023’ün bahar aylarına ertelenmişti. İmam Harun’un kızı Fâtıma Hanım, o günlerdeki bir yazışmamızda, “Kararın çok gecikmeyeceğini umuyoruz, ama kesin tarih belli değil” demişti.
Geçen hafta yine Güney Afrika medyasını tararken, aradığım o başlığı buldum: “Yargıç Daniel Thulare, İmam Harun’un ölümüyle ilgili 1970 tarihli raporun geçersiz sayılmasına hükmetti.” Haberin detaylarında şunlar vardı: “İmam Harun’un vücudundaki yaralanma ve çürük izlerine odaklanan Yargıç Thulare, 101 sayfalık özel raporunun ana başlıklarını mahkeme salonunda okudu. Bu çerçevede, 1970 yılında hazırlanan ve İmam’ın polis karakolunda ölümü sebebiyle hiç kimsenin sorumlu tutulamayacağına işaret eden soruşturma sonucunun geçersizliğini ilân etti. İmam Harun’un, iddia edildiği gibi...