Güç de kalmadı, takat da...
GEÇEN yıl Birinci Dünya Savaşı’nın (BDS) 100. yıldönümü vesilesiyle okuduğum kitap ve makaleler ile izlediğim konuya ilişkin film ve belgeseller aslında bana ilk kez düşündürtmüştü.Taha...
GEÇEN yıl Birinci Dünya Savaşı’nın (BDS) 100. yıldönümü vesilesiyle okuduğum kitap ve makaleler ile izlediğim konuya ilişkin film ve belgeseller aslında bana ilk kez düşündürtmüştü.
Taha Akyol’un NTV’deki BDS ile ilgili belgesel dizisini izliyorsanız, bazı bölümlerde konu sizin de aklınıza gelmiş olabilir. Yeniden hatırlamamın sebebi, Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Ayşe Kadıoğlu’nun T24 sitesinde çıkan “Tarih ve Tevazu” başlıklı makalesi oldu. Prof. Kadıoğlu’nun “soykırım” sorunu etrafında tarih ekseninden yazdıkları beni bambaşka bir yere taşıdı: Güncel siyaset alanına...
Soru şu: Dünyanın başına BDS ve İkinci Dünya Savaşı (İDS) çapında onulmaz dertler açabilecek yeni bir yıkılışa doğru gidildiğini fark etsek, acaba böyle bir ihtimali ortadan kaldırabilmemiz bugünün şartlarında mümkün olabilir mi?
Unutmayalım: BDS’de 20, İDS’de 60 milyona yakın insan hayatını kaybetmişti.