Mumcu'nun öldürülmeden 30 saniye önce ve patlama görüntüleri olabilir mi? Akşener'e teklif!
Çünkü...Karşınızda, elini sıcak sudan soğuk suya sokmayan güruha "Hadi, hadi ispat et!" diyebileceği konforlu bir alan bırakırsınız.Her yazı doğrulanmak zorunda değildir. Hiç kimseye noter yetkisi de...
Çünkü...
Karşınızda, elini sıcak sudan soğuk suya sokmayan güruha "Hadi, hadi ispat et!" diyebileceği konforlu bir alan bırakırsınız.
Her yazı doğrulanmak zorunda değildir. Hiç kimseye noter yetkisi de vermedim.
Noterim; inancım, aklım ve vicdanımdır.
Bu yüzden umursamam ama zaman içinde yazı ya da haberleriniz doğrulandığında, "Hayır, olamaz" diyen aynı güruh, devekuşları gibi başlarını topraktan hiç çıkarmazlar!
Elbette tarih onların bu halini de not ediyor!
Kimseye gazetecilik öğretmek haddim değil ama gazeteciliğin ana kolonlarından fikri takibin artık epeyce lüks olduğunu da yazmalıyım.
Zamanın ruhunda militan gazetecilik prim yapıyor.
Oysa zamana ruh veren insandır.
İnsanın ruhu da zamanın ruhu değil midir?
Martin Luther King "Zaman gelir, sessizlik ihanet olur..." der.
Girizgah yapmadan olmuyor. Bugünkü girizgah, rahmetli Uğur Mumcu içindi.
Cumhuriyet yazarı Uğur Mumcu
24 Ocak 1993'te Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde arabasına konulan bombanın patlamasıyla öldürüldüğünde, Ulus Gazetesi'nin çiçeği burnunda istihbarat şefiydim.
Hafızam yanıltmıyorsa pazar günü ve izinliydim.
Tüm gazeteci arkadaşlar hemen Rüzgarlı sokak Uçar Han'daki Ulus Gazetesi'nde bir araya geldik.
Türkiye sarsılmıştı.
Cenazesine büyük kalabalıklar eşlik etti. Mumcu, gazetecilik namusunu çoğunlukla ideolojik duruşunun önüne koyabilen ender gazetecilerdendi.
Mumcu'nun patlama ile öldürüldüğü bilgisi geldiği andan itibaren muhabir arkadaşların tamamını olay yerine yönlendirdiğim gibi ben de oradaydım.
Olay yerinde inceleme yapan uzmanların hiç delil bulamaması çok garipti. Sonradan ögrendik ki, cımbızla toplanması gereken deliller, süpürge ile süpürülüp atılmıştı.
Suikastı; İslamî Hareket Cephesi, İBDA-C, Hizbullah gibi örgütler üstlendi ama suikastın arkasında Mossad'ın ve kontrgerillanın olduğu da ısrarla iddia edildi. Ergenekon sanıklarından Ümit Oğuztan, iddianamedeki ifadesinde, Mumcu'nun, seri numarası silinmiş ve dönemin Kürdistan Demokratik
Partisi lideri Celal Talabani'ye götürülen silahlarla ilgili incelemesi nedeniyle öldürüldüğünü söyledi.