Yirmi Sekiz Şubat: Alayı, bu yazıda!
28 Şubat Darbesi’nin yirmi birinci yıldönümündeyiz. Karar aşamasındaki 28 Şubat Davası’ndan tatminkâr bir sonucun çıkmayacağı çok önceden belli olmuştu. Çünkü, dava Askeri Cenah...
28 Şubat Darbesi’nin yirmi birinci yıldönümündeyiz. Karar aşamasındaki 28 Şubat Davası’ndan tatminkâr bir sonucun çıkmayacağı çok önceden belli olmuştu. Çünkü, dava Askeri Cenah ile sınırlı kaldı. Daha en başında “derin kazılmamak üzere” açılmış bir davadan söz ediyoruz!
Soruşturmanın başladığı dönemde yani 2012’nin ilk aylarında; İstanbul Baronları’ndan İshak Alaton “28 Şubat soruşturmasının genişlemesini doğru bulmuyorum” diye konuşmuştu. (23 Nisan 2012)
Bu sözleriyle, aslında Paralel Yargı’ya “adrese teslim” bir mesaj yollamış olduğu sonradan anlaşılacaktı!
Pensilvanya’daki Locaefendi’nin baş tacı yaptığı İshak Alaton hakkındaki iki kitap da “Lüzumlu Adam ve Lüzumsuz Adam” 2012 yılında Paralel Mehmet Gündem’in kaleminden çıkmıştır.
28 Şubat 1997 tarihinin hemen sonrasında; ŞALOM’un yazarları olan Teri Galimidi ile Yusuf Altıntaş’ın, Mehmet Gündem ile yaptıkları röportaja gazetenin attığı başlığı tam da burada hatırlıyoruz:
“Husumete vakti olmayan muhabbet fedaisi: Mehmet Gündem” (12 Mart 1997)