‘Big Brother’ namaza çağırıyor!

Birkaç gün önce kaybettiğimiz İngiliz aktör John Hurt, benim zihnimde George Orwell’in büyük eseri “1984”ün hakkını tam anlamıyla veren aynı adlı filmdeki Winston Smith rolüyle unutulmaz olmuştur....

Birkaç gün önce kaybettiğimiz İngiliz aktör John Hurt, benim zihnimde George Orwell’in büyük eseri “1984”ün hakkını tam anlamıyla veren aynı adlı filmdeki Winston Smith rolüyle unutulmaz olmuştur. Film hiç şüphesiz artık bir klasiktir. Bugün bile ne zaman televizyondaki sinema kanallarında dolaşırken rast gelsem, ister ortasından olsun isterse sonundan, kendimi bir kez daha kaptırıp izlemeden edemem.

Elbette filmde sokaklardan evlere kadar, kenarda, köşede, kuytuda her yerde bir “yüz” olarak karşımıza çıkan “Big Brother”ın (Büyük Birader) ve onun liderliğinde süregelen “totaliteryanizm”in ete-kemiğe bürünmüş haline can verdiği rolle (O’Brien) Richard Burton da unutulmazdır. Winston’a “yasak meyve” yediren ve onu sonu yıkımla, “yaşarken ölüm”le bitecek ortak bir bireysel isyana kışkırtan Julia rolünde Suzanna Hamilton da öyle…

Ama filmi Winston rolüyle John Hurt taşır. En unutulmaz sahneler de her gün gerçekleştirilen düşmanları/hainleri lânetleyip “Big Brother"ı yüceltmeye dönük toplu törenlerdir. Denilebilir ki filmin Orwell’in yazılı metnine en büyük katkısı bu sahnelerdir. Ve bize, bin kelimeye bedel yalınlık ve çarpıcılıkta “Big Brother”da eritilmiş kitlenin adeta bir “zoraki ibadet”e nasıl tabi tutulduğunu resmeder.

George Orwell’in 1949’a tarihlenen romanının, o günün dünyasında yazarın karşısına çıkmış iki totaliter rejim, Hitler Almanya’sı ile Stalin Rusya’sından “kırma” bir esinlenme olduğu açıktır. Bir “totaliteryanizm distopyası” olan bu romanı, ondan uyarlama filmin başrol oyuncusunun kaybıyla gündeme getiriyor olmamın ne kadar anlamlı bulunacağından ise çok emin değilim. Çünkü bugünün dünyasında içinde bulunduğumuz coğrafya dâhil olmak üzere onun güneyinden kuzeyine, doğusundan batısına ve en uzak batısına (Atlantik-ötesine) kadar, Orwell ve eserini ürpere ürpere hatırlamadığımız tek bir gün dahi yok gibi!..

Ve elbette bizim buralarda da Orwell’in romanında geçen, geleceğe yönelik iç karartıcı kehanetleri bize çağrıştıracak mahiyette pek çok vaka hemen her gün karşımıza çıkıyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kalacak bir türkü söyler gideriz 10 Eylül 2018 | 3.904 Okunma Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın! 05 Eylül 2018 | 3.542 Okunma Betona tapanların mabedi yapıldı 03 Eylül 2018 | 3.675 Okunma Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri 20 Ağustos 2018 | 156 Okunma ‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu! 15 Ağustos 2018 | 2.575 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar