Cesur Yürek
Mel Gibson’ın hem yönetip hem de başrolünü üstlendiği “Cesur Yürek” (“Brave Heart”) filmini kaç kez izlediğimi hatırlamıyorum. Ama her izlediğimde filmin final sahnesinde onca izlemeye...
Mel Gibson’ın hem yönetip hem de başrolünü üstlendiği “Cesur Yürek” (“Brave Heart”) filmini kaç kez izlediğimi hatırlamıyorum.
Ama her izlediğimde filmin final sahnesinde onca izlemeye rağmen gözyaşlarıma engel olamadığımı hep hatırlıyorum!.. İngiliz krallığına isyan etmiş, kendi işbirlikçi lordlarına da resti çekmiş İskoç kabilelerinin özgürlük tutkusuyla başlattıkları mücadeleyi anlatan bu muhteşem film, final sahnesinde isyanın liderinin egemenler tarafından dize getirilip getirilemeyeceğine ilişkin bir gerilime çeker hepimizi...
Özgürlük mücadelesinin lideri William Wallace (Mel Gibson) tuzağa düşürülüp tutsak alınmış, sonuçta da işkence yapılarak korkunç acılar içinde can verme ya da nedamet getirerek işkence ve acıdan uzak “huzurlu ölüm” seçenekleri arasında sıkışmıştır. Birbirinden incelikli tekniklerle art arda yapılan işkenceler korkunçtur. Bir “Asi”nin “majesteleri” karşısında nasıl da pişman şekilde af dilediğini görerek böylece kendi ezilmişliklerini meşrulaştırıp içlerini rahatlatma imkânı arayan insanlar, işkencecilerle birlikte “Af dile, af dile” diye ona seslenmektedir. Hatta işkence o kadar korkunçtur ki “Cesur Yürek”in kalabalığın arasına sızmış olan mücadele arkadaşları bile onun yaşadıkları karşısında dayanamayıp çektiği acıların son bulması için “Af dile, af dile” diye sessiz çığlıklar atmaktan alamamaktadır kendilerini...
***
Nihayet tüm seyircilerin ve işkencecilerin dikkatini çekecek şekilde, bedeni lime lime olmuş adamın son bir gayretle dudaklarını kıpırdatarak bir şeyler söylemeye çalıştığı fark edilir. İşkenceci, “Mahkûm bize bir şeyler söylemek istiyor” diyerek yüzünde tiksinti verici, haz dolu bir ifadeyle seyredenleri susturur. “Cesur Yürek” William Wallace, karnını, kasıklarını, bağırsaklarını ve solunum sistemini de taramış bıçakların yarattığı tahribatla son bir söz söyleyebilmek için nefesini toplamaya uğraşır, uğraşır, uğraşır... Ve “Özgürlüüük” diye çığlık atarak noktayı koyar!..