Dinbaz imam, dindar cemaat
Çıkmamış candan ümit kesilmez sözü boşuna söylenmemiş. Dinbaz iktidarın sadece varını-yoğunu, kalemşörünü-ekranşörünü, bakanını, başbakanını...
Çıkmamış candan ümit kesilmez sözü boşuna söylenmemiş. Dinbaz iktidarın sadece varını-yoğunu, kalemşörünü-ekranşörünü, bakanını, başbakanını, cumhurbaşkanını değil, dinini-imanını, hatibini-vaizini de adeta kumar masasına sürercesine önümüze koyarak yürüttüğü “Evet” kampanyası, en umulmadık yerlerde geri tepebiliyor.Geçen Cuma, Ümraniye’de bir “iktidar imamı”na bu halkın içinden çıkmış dürüst ve sağduyu sahibi, imanı da aklı da tertemiz bir cemaatin verdiği tokat gibi ders, buna bir örnek.
Bu aynı zamanda bizim hanidir AKP’nin ekonomi-politik pratiğini tanımlama yolunda işlerliğe soktuğumuz dinbaz tabirinin dindar tabirinden farkını netleştirme yolunda da turnusol kâğıdı işleviyle seçkinleşen bir örnek.
Buna geleceğiz, ama önce olayı ayrıntılarıyla aktaralım.
***
Basına yansıdığı kadarıyla Ümraniye’de bir başka camide görevli imam Hüseyin Güleç, geçen Cuma günü vaaz vermek üzere yine aynı ilçedeki İmes Sanayi Camiî’ne gider. Belli ki özellikle esnafa yönelik bir “oyun” çevirme peşindedir.
Vaazı ses kaydından dinleyelim:
“Kötüye gidiyor işler diye esnafın moralini bozmaya çalışıyorlar. İşler kötüye gitmiyor, iyiye gidiyor. Kötüye gidiyor diyenlere bakacaksınız. (...) Bugünkü Hayır’cılar, onu söyledim ya, kimdir bunlar?.. Dünyanın en büyük havalimanını istemeyenler... Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü hazmedemeyenler... Gözünüze dizinize dursun dedi ya Başbakan, durmasın! Gözleriniz dizlerinize aksın!.. Aksın aksın, utanmadan gezsin onlar!.. İşte bunlara karşı çıkanlar, Marmaray, Avrasya, Esenler’i istemeyip [adeta hançeresini yırtarak] Hayır’cılaarrr, bunlar işte Hayır’cılarrr!.. 15 Temmuz’daki, bu milletin iradesiyle, bu milletin istikrarıyla oynayan katiller bunlar!..”
Sonrasında imam, neredeyse ses duvarını aşarcasına gürleyerek Hayır’cılara atfen başka bir şeyler söylüyorsa da anlaşılmıyor, ama araya cemaatten birinin gayet sakin şekilde “Hocam” diyerek girdiğini ve şöyle devam ettiğini duyuyoruz: “Hocam, camideyiz (...) geldik. Hayır diye düşünenler de var.”