En iyi öğretmen, ‘ebediyen öğrenci’ olandır!
20 yılı aşkın zaman geçti ama dün gibi hatırlıyorum. Acıyla!..İlkokula başlamış kızımın ilk veli toplantısındaydık. Öğretmen, çocuklarla ilgili kaygılarına kulak vermeye...
20 yılı aşkın zaman geçti ama dün gibi hatırlıyorum. Acıyla!..
İlkokula başlamış kızımın ilk veli toplantısındaydık. Öğretmen, çocuklarla ilgili kaygılarına kulak vermeye çağırıyordu bizi. Çocuklar yeterince çalışmıyor, gayret sarf etmiyordu ona göre...
Öğretmenin bu sözlerine karşı bir anne, soyut düşünce gerektiren derslerin, örneğin matematiğin, çok erken aşamada çocuklara verilmeye başlandığını; çocukların bilişsel sisteminin henüz bu tür bilgilere hazır olmadığını; bu nedenle zorlandıklarını; bunun da okuldan soğumaya yol açtığını söyledi.
Dayanamadım, safdil safdil topa girdim ve okula dün bir bugün iki başlamış çocuklara “dört işlem”den önce çiçekleri, kuşları, böcekleri, ağaçları, otları, ırmakları, denizleri, dağları, rüzgârı, güneşi anlatmanın daha verimli olabileceğini söyledim ben de.
Hepimizin kalbine bıçak gibi saplanan şu soruyla karşılık verdi öğretmen: