Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?
Telefonla bağlandığı bir televizyon programında Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’a şu soru yöneltiliyor (mealen): “Başkanım, Divan Kurulu toplantınızdan kulağımıza gelen habere göre...
Telefonla bağlandığı bir televizyon programında Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’a şu soru yöneltiliyor (mealen): “Başkanım, Divan Kurulu toplantınızdan kulağımıza gelen habere göre, Federasyon’un kararını haksız bularak Fenerbahçe ile olaylı kupa maçını UEFA’ya taşımak isteyenler olmuş ve siz ‘Ben bir Türk takımını dışarıya şikâyet ettirmem’ demişsiniz; doğru mu?”
Orman bu soruya, bir bakıma “dolaylı evet” anlamında şu cevabı veriyor: “Şimdi elbette basına kapalı gerçekleştirilmiş bir toplantımızda konuşulanları buraya taşımak doğru olmaz. O yüzden müsaadenizle bir şey söylemeyeyim”.
Ardından memleketin zor dönemden geçtiğini söylüyor; sporda dostluk, barış, kardeşliğin öne çıkmasından dem vuruyor; futbolda da son yılların en zevkli ve heyecanlı sezonunun yaşandığından, dört takımlı şampiyonluk rekabetinin tadından bahsediyor.
Kuzu gibi başkan, kuzu gibi Beşiktaş anlayacağınız!..
***
Elbette futbol ortamı “kuzular cenneti” olsa söylenecek bir şey yok. Ama öyle değil ve kafası yarılan teknik direktörü başta olmak üzere Kadıköy’de iyiden iyiye tartaklanmış bir kulübün bu tavrı, sadece “kurtlar sofrasında bir kuzu” izlenimi bırakıyor.
Geçelim ve şunu soralım:
Fenerbahçe bir “Türk takımı” mıdır?
Daha öteye gidelim; Beşiktaş, Galatasaray ne kadar “Türk takımı”dır?..
Bakın bakalım o FB-BJK Türkiye Kupası derbisinde sahadaki 22 futbolcu arasında kaç tane “Türk” seçebileceksiniz?
Ya da en son GS-BJK derbisinde bakalım Galatasaray’ın ilk 11’ine, kaç “Türk” var: Muslera, Mariano, Maicon, Denayer, Nagatomo, Fernando, Donk, Feghouli, Belhanda, Rodrigues, Gomis.
Beşiktaş’ta da iki nazar boncuğu (Gökhan ve Tolgay) hariç, aynı “kompozisyon”.
Maşallah “Türk” takımlarına!..
***
Tabii ki bunda şaşılacak bir şey yok, futbol tüm dünyada “küreselleşme”nin kültürel-endüstriyel zirvesi.
Asıl şaşılacak olan böyle bir futbol gerçekliği karşısında “Türklük”ten bahsedilebiliyor olması.
Ne Fener ne Cimbom ne de Beşiktaş milli ve “Türk” karakter taşıyor.
Bu Beşiktaş takımının tarihin en iyilerinden biri olarak kendi dönemlerinin efsane takımıyla karşılaştırılması hususunda düşüncesini soranlara “Metin-Ali-Feyyaz”ın Metin Tekin’i ne demişti, onu da hatırlatalım: “Aradaki fark şu ki bizim takımın çoğu yerliydi”.
Bu kadar basit. Yerlilik, millilik, “Türklük” dünde kaldı.
***