İki adam ve bir küçük kız çocuğu

Siyaset, bir bakıma da semboller için verilen mücadeledir. Herkesin kendi sembollerini hayata hâkim kılma çabasıyla verdiği bir mücadele. Sembol (simge), bir anlam ya da değerin somutlaşması… Dolayısıyla sembolik...

Siyaset, bir bakıma da semboller için verilen mücadeledir. Herkesin kendi sembollerini hayata hâkim kılma çabasıyla verdiği bir mücadele.

Sembol (simge), bir anlam ya da değerin somutlaşması…

Dolayısıyla sembolik olarak ortaya koyduğunuz her şey, sizin nasıl bir anlam ve değerler dünyası içinde hayatı sürdürmek istediğinizin de fark edilmesini sağlar.

***

Pazar günü yapılacak referandumda ne çıkacağı, herkesin öncelikli sorusu ve sorunu.

Ama arada bir, “Hayır da çıksa, evet de çıksa, sonuçta…” diye başlayan cümleler kurup devamını kendi halince, fikrince, meşrebince getirenlere rastlanıyor.

Öyle bir cümle de ben kurayım!..

Evet de çıksa, hayır da çıksa sonuçta referandumdan geriye üç sembol kalacak.

Ve belki yıllar yıllar sonra Türkiye’de bu referandum sürecine bakanlar, ne olup bittiğini en çok ve doğru şekilde bu üç sembolden, onların karşımıza geliş tarzlarından ve onlara yönelik muamelelerden hareketle anlayacaklar.

***

İki adam ve bir küçücük kız çocuğu bu semboller. Onların posterleri daha doğrusu…

Adamların sağında, solunda, altında, üstünde hep koca koca “Evet”li ibareler var.

Onları duvarlarda, belediyenin ücretli ilan panolarında, cadde ve sokakların bir tarafından diğerine gerilmiş iplerde, nispeten mutedil ölçülerde karşımızda görmüyoruz sadece.

Hepimizi ezim ezim ezer mahiyette mütehakkim bir kuşatıcılık arz eden dev posterler olarak, dikine dikine de yükselen, enine yayım yayım da yayılan binalardan ve henüz “karkas” vaziyetteki çirkin inşaatlardan sarkıtılmış halde de görüyoruz.

Sağımıza döndüğümüzde, solumuza döndüğümüzde, rampada kafamızı kaldırdığımızda, yokuş aşağı inişte, evden işe, işten alışverişe, alışverişten çay bahçesine, her yerde mebzul miktarda karşımızda onlar.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kalacak bir türkü söyler gideriz 10 Eylül 2018 | 3.904 Okunma Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın! 05 Eylül 2018 | 3.542 Okunma Betona tapanların mabedi yapıldı 03 Eylül 2018 | 3.675 Okunma Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri 20 Ağustos 2018 | 156 Okunma ‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu! 15 Ağustos 2018 | 2.575 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar