Namusu etek değil ‘etekleme’ bozar
Etek, erkeğin kâbusudur. Erkek ağlamaz, gülmez ve zinhar etek giymez!.. Ha, bir de “pembe”den uzak durur tabii. Erkek iktidarının en keskin şiddetle dışavurumlarından biri nedir diye sorsanız, erkeğe etek giydirmek...
Etek, erkeğin kâbusudur. Erkek ağlamaz, gülmez ve zinhar etek giymez!..
Ha, bir de “pembe”den uzak durur tabii.
Erkek iktidarının en keskin şiddetle dışavurumlarından biri nedir diye sorsanız, erkeğe etek giydirmek derim.
Çünkü bununla bir erkeğin erkekliğini elinden alıp onu yaşarken ölmüş hale getirmezsiniz sadece...
Bu, aynı zamanda erkek iktidarının ezeli mağduru, mahkûmu ve mazlumu kadını da aşağılama yolunda en çarpıcı eylemdir.
Karşımızda etek giymiş “aşağılık” bir “kadın gibi erkek” vardır!
Fakat “kadın gibi”likle tek bir erkeği aşağılarken aslında tüm bir kadınlığı ve bütün kadınları aşağılamış olursunuz.
Ama elbette ateş düştüğü yeri yakar; gel de sen bu söylenenleri mensubu olduğu mafya örgütünün “baba”sına ihanet ettiği için “pembe etek” giydirilip sosyal medyada ele güne teşhir edilen adama anlat bakalım!..
Önceki gün basına yansıdığı kadarıyla öğrendiğimize göre ona silah zoruyla “Yediğim ekmeğe şerefsizlik yaptım” da dedirtmişler.
Sonra yine zorla, eline tutuşturulan silahla kendi bacağına bir de kurşun sıktırtmışlar.
Soruyorum, acaba seçme hakkı verselerdi bu üç cezadan hangisini “seçmezdi”?
Ne dersiniz, cevap hepimizce malûm değil mi?!