‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’
Temel Karamollaoğlu ve Saadet Partisi’nin (SP) en büyük avantajı, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) genetik kodlarına en yakın ve “içsel” parti olması.Ama Temel Karamollaoğlu ve SP’nin en büyük...
Temel Karamollaoğlu ve Saadet Partisi’nin (SP) en büyük avantajı, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) genetik kodlarına en yakın ve “içsel” parti olması.
Ama Temel Karamollaoğlu ve SP’nin en büyük dezavantajı da AKP’nin genetik kodlarına en yakın ve içsel parti olması!..
SP Başkanı’nın önündeki başat mesele, aynı politik-ideolojik hamurdan yoğrulmuş bir oluşum olarak kendilerine nazaran AKP’nin eksisinin ne olduğunu da, AKP’ye nazaran kendi artılarının ne olduğunu da ikna edici şekilde ortaya koyabilmek gibi görünüyor.
Nitekim önceki gece gerçekleştirilen yemekli medya buluşmasında da Karamollaoğlu’nun yaptığı konuşmanın ağırlık merkezini bu mevzu oluşturdu. “Aynı kökten geliyorsunuz, farkınız ne diyorlar bize”, onun söze giriş cümlesiydi. Sonra da epeyce AKP’nin bunca yıldır Erbakan’ın “Millî Görüş” çizgisiyle stratejik, konjonktürel, samimiyetsiz ve riyakâr şekilde (yok yok, heyecanlanmayın, bu sözler bana ait!) gelgitli söylemsel ilişkisine odaklandı. “Bu arkadaşlarımız” dedi mesela (evet, Karamollaoğlu’nun dili AKP kadroları söz konusu olduğunda “Bu arkadaşlarımız” lafzını işlerliğe sokuyor ki bu bile politik-ideolojik kökdaşlığın nezih bir işareti) ve şöyle betimledi AKP pratiğini: “Diyorlar ki biz Millî Görüş gömleğini çıkardık desek de öyle değil, biz aslında herkese sempatik gelecek bir yaklaşım içine girelim dedik.”
Tabii “herkese sempatik gelecek bir yaklaşım”a yol açan politik etmen “28 Şubat” ve dolayısıyla bu bahsi açmak kaçınılmaz. Karamollaoğlu da öyle yapıyor, AKP ile Erdoğan’ın Millî Görüş ve Erbakan’ın “küllerinden” nasıl doğuş bulduğunun altını çizmeye çalışıyor: “Bu iktidarın menşei 28 Şubat’a dayanır. Biz bu noktaya 28 Şubat’ta hükümet götürülüp, partiler kapatıldığı için geldik” diyor.