‘Topluma karşı devlet’ ve polisi
Başlık Fransız siyasal antropolog Pierre Clastres’ın eşsiz çalışması “Devlete Karşı Toplum”a bir nazire… Clastres, küçük ölçekli (yanlışlıkla “ilkel” denilen)...
Başlık Fransız siyasal antropolog Pierre Clastres’ın eşsiz çalışması “Devlete Karşı Toplum”a bir nazire… Clastres, küçük ölçekli (yanlışlıkla “ilkel” denilen) kabile toplumları üzerine yaptığı etnografik çalışmaları ışığında bu toplumlarda bir otorite kaynağı “şef” olsa da iktidar kaynağı bir “devlet”in ortaya neden çıkmadığı sorusunu yanıtlamaya çalışır.
Savaş, avcılık, hastalık, kıtlık ve anlaşmazlıklarda insanlara öncülük/arabuluculuk eden bir “şef” vardır bu toplumlarda ama onların tepesinde ceberut bir muktedir olarak bulunmaz o… “Eşitler arasında birinci”dir, o kadar...
Ve bu toplumlar, aralarından kendileri üzerinde iktidar üretecek bir lider ile onun gücünü hayata geçirecek bir ekibin (bürokrasi, devlet) oluşumuna izin vermezler. Toplum, kendisinin egemenidir; iktidar, toplumun kendisindedir; şef de bu iktidara tâbidir.
***
Elbette köprülerin altından çok su aktı. Artık birer “hatıra” bize bu eşitlikçi “devletsiz toplumlar”!..
Tabire dikkat: “Devletsiz toplum”lar var. Ama “toplumsuz bir devlet” olmaz. Ya da eğer zorlarsanız, adına devlet dediğiniz “şiddet aygıtı” ile “güvenlik” diye diye toplumu öylesine güdükleştirir, sindirir ve o aygıtta eritirsiniz ki ortaya ülke diye devletten ibaret gövdesiz, kalpsiz, ruhsuz bir “koca baş” çıkar.
“Baş” mecazı da rastgele değil. Sosyal antropolojide “devletsiz toplumlar” denilen beşeri gerçekliğin bir adı da “başsız toplumlar”dır (“acephalous societies”).
***
Devletsiz toplumlar yahut toplumun tebalaştığı “devletlû” toplumlar; başsız toplumlar yahut bir “koca baş”tan ibaret hiçleşmiş toplumlar…
Yaşadığınız coğrafyanın gerçeği hangisine karşılık geliyor?
Şu gazetelerde okuyup ekranlarda dehşetle izlediğimiz, 82 yaşındaki öfkeli ihtiyarın genç ve zinde polisler tarafından onun öfkesini katlayan daha korkunç bir öfke ile nasıl öldürüldüğüne bakarak bu soruya yanıt verin!..
Bu ülkede toplumun bir devleti mi var? Yoksa devletin (ve polisin) kendisine potansiyel suçlu muamelesi yaptığı acizçaresiz bir insan kalabalığı mı var ortada?..
Vatandaşına “Sizi yaşatmayacağız” diye telefon açan bir İçişleri bakanı hangi ülkede var?
Onun bunu dediği yerde, başında bulunduğu teşkilatın memuru da 82 yaşındaki ihtiyarı yaşatmamayı, “durumdan vazife çıkarmak” sayarsa buna kim ne diyebilir?!
Balık baştan koktuktan sonra!..
***