Aylardan Ekim
Aylardan Ekim, Ekim’in en güzel haftası…Göklerde ay-yıldız. Havada buram buram Cumhuriyet kokusu…101 yaşında, bir asırlık, koca çınar Cumhuriyet bize emanet.Belirli kişi ya da bir topluluğun değil, tüm...
Aylardan Ekim, Ekim’in en güzel haftası…
Göklerde ay-yıldız. Havada buram buram Cumhuriyet kokusu…
101 yaşında, bir asırlık, koca çınar Cumhuriyet bize emanet.
Belirli kişi ya da bir topluluğun değil, tüm halkın ve kamu yararına olan yapının, çıkarların korunmasını göz önünde bulunduran bir devlet biçiminin adıdır CUMHURİYET
Sosyal eşitlik ve adalet,
Fırsat eşitliği,
Demokratik yapının kurulması,
Laiklik,
Sosyal, hukuk devleti,
Devletin, temeline adaletin hâkim olması,
Cumhuriyetin, bu değerleriyle sonsuza değin yaşatılması hepimizin ortak sorumluluğudur.
Cumhuriyet, bilgi çağının etkin ülkeleri arasında yer alarak ve bu alanda gelişmenin ve çağdaşlaşmanın, aklın, ilimin, inancın ve bilimin ışığında gerçekleştirilebileceği düşüncesini temel kabul eder. Ancak bu yolla kalıcı başarıları gerçekleştirebilir ve amaca ulaşılır.
Evrensel kavram ve düşünce biçimlerinden etkilenerek, onları etkileyecek duruma gelmenin ve kültürümüzün gelişip, dünya kültürüyle bütünleşmesinin ön koşulu, ulusal kimlik, kişilik ve benliğimizi oluşturan ulusal değerlerimizin korunmasıdır CUMHURİYET.
Kültürel değerler, bireylerin yaşam boyu gelişmelerine, daha nitelikli ve bilinçli bir yaşam sürmelerine olanak verir.
Ulusal değerlerin korunması, toplum içinde ortak bakış ve yöneliş oluşturulmasına katkı sağlar.
Atatürk, ulusunu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştıracak devrimleri gerçekleştirirken, ulusal birlik ve bütünlüğün oluşmasına ve sürekli kılınmasına katkıda bulunan öz kimliğimizin korunmasına ayrı bir önem vermiştir.
Bizlere düşen görev, ulusal kimliğimizi pekiştirerek, öz değerlerimizi korumamız, zenginleştirmemiz ve gelecek kuşaklara aktarmamızdır.
Türkiye'mizin, ülkemizin toplumsal yapısı değişiyor ve idaresi her geçen gün güçleşiyor.
Yükselerek artan sorunlar ve beklentiler kurumları sarsıyor.
Yapılan revizyonlar yetersiz kalıyor.
Bu kadim millet adalet, şeffaflık, liyakat ve hesap verebilirlik bekliyor.
Ne yazık ki iş yapmak, sorunu gidermek, çözüm üretmek değil amaç. Amaç sadece “mış” gibi davranmak. İş yapıyormuş, sorunu çözüyormuş ya da çözüm sunuyormuş gibi görünmek.
Kültür erozyonu değerler sistemini sürüklüyor.
Yalan dolanla beslenen, kötülüğü karakter haline getiren ve nefretle yoğrulan insan profilleri büyük bir hızla artıyor.
Bilgi, akıl, erdem, ahlak dezenformasyon karşısında eriyor.
Kurallar ihlal ediliyor, kuralsızlık nam salıyor, doğru davranış sergileyenler küçümsenip aşağılanıyor.