Kilise hizmetkarı vatansız olarak öldü
Manevi, dinî, millî değerlerine önem veren Türk milletinin bu temiz duygularını yıllarca istismar ederek kendisini “Hizmet Hareketi” adıyla masumane bir şekilde pazarlayan FETÖ (Fethullahçı Terör...
Manevi, dinî, millî değerlerine önem veren Türk milletinin bu temiz duygularını yıllarca istismar ederek kendisini “Hizmet Hareketi” adıyla masumane bir şekilde pazarlayan FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü) PDY (Paralel Devlet Yapılanması), yaklaşık 50 yıldır devletin her kademesine sızmış, medyada yapılanmış, siyaseti şekillendirmek istemiş, milletimizin ve devletimizin bütün temel değerlerini acımasızca sömürmüş bir ihanet hareketidir.
Küresel emperyalizmin Türkiye ve Türk dünyası üzerindeki emellerinin taşeronluğunu üstlenen örgüt, nihayet hedefine ulaştığını düşündüğü 15 Temmuz 2016 tarihinde kanlı bir kalkışma ile derin bir ihanetin odağında yer almıştır.
Tarihimizde ilk defa TSK içine yuvalanmış, şerefli Türk ordusu üniformasının altına gizlenmiş küresel ihanet şebekesinin mensupları, milletin parası ile alınan milletin uçağı, tankı ve silahları ile milletin evlatlarını acımasızca katletmişlerdi. 251 vatan evladı şehadet şerbetini içmiş, 2000’e yakın vatan evladı da gazi olmuştur. Bu milleti canını yok sayarak tankın altına yatmış ihanete geçit vermemiştir.
FETÖ elebaşı Gülen kurduğu eğitim şebekesiyle ülkede siyasi inisiyatifi ele geçirmeye çabalıyordu. Dershaneler, okullar, yurtlar ve evlerde yetiştirilen öğrenciler, uygunsuz yollarla devlet kadrolarında görev alıyordu. Üniversite sınavlarına, askeri okullara, hâkim ve savcılık sınavlarına giren örgüt üyeleri için sorular çalınıyordu. Aileler; çocuklarının üniversiteye girmesi için maddi manevi çaba gösterirken, çocukları da dirsek çürütüp gecesini gündüzüne katarak emek harcıyordu. FETÖ’nün devşirmeleri kolayca istedikleri bölüme giriyordu. Mezun olanlar da yine soruları çalmak, mülakatlarda torpil yapılmak suretiyle devletin en kritik kurumlarına yerleştiriliyordu.
FETÖ’cüler, devletin atardamarlarına kadar sızmıştı. Silahlı Kuvvetler, emniyet ve yargı FETÖ kadrolarına tahsis edilmişti. Güya İslam’ı tebliğ eden bu terörist örgüt, hedefine ulaşmak için her yolu deniyor, helal haram gözetmiyordu. Hak yolunda kurulduğu söylenen sofrada, muhafazakâr ve milli değerlerine düşkün olan milletimizin duyguları meze ediliyordu. Himmet adı altında yüklü miktarda para toplanıyor, en çok para veren itibarıda satın alıyordu. Abiler ve ablalar bu şebekenin kolonuydu. Kirli işlerine hizmet süsü verildiği için örgüte “Hizmet Hareketi” deniliyordu. Bu harekete çok sayıda iş insanı dâhil oldu. Öyle ki Asya Finansı kurarak, uluslararası sermayeyi de arkasına alarak bankacılık hizmeti vermeye başladılar. FETÖ, artık milyarlarca dolarlık sermayenin sahibi ve çok tehlikeli bir şebekeydi. Bu şebeke her dönem de iktidarın sırtına kene gibi yapışarak, kanını emerek küresel bir proje oldu.
12 Eylül 1980 Askerî Darbesi’nin hazırlandığı dönemde örgütün temeli atılmıştı. Askerlerin yönetime el koyduğu bir dönemde FETÖ’nün askeriyede yuvalanması tesadüf değildi. Devşirme konusunda oldukça mahir olan çete; yalan, riya, ihanet konusunda cephe açmıştı.