Altılı masa yolun sonuna geldi

CHP mahallesinde enteresan işler oluyor.

İmamoğlucular Kemal Bey'e operasyon çekiyor.

İnce ince, ustaca!

Son operasyon meslektaşımız İsmail Saymaz'dan geldi. Özetle 'Kemal Bey'le olmaz bu işler, güçlü bir isim gerek o da İmamoğlu' demeye getiriyor. Diğerlerine de 'talebiniz olmasın, sadece Erdoğan'ı devirmeye odaklanın' diyor.

Neyse biz şimdi arkadaşların iç meselelerini bir tarafa bırakıp İsmail Saymaz ne diyor ona bir bakalım!

'Altılı masa kendisine düşük profilli bir Cumhurbaşkanı arıyor' diyor.

'Emir eri' diye de kavramsallaştırıyor, buna itiraz ediyor.

Haklı.

'Seçilirse emir eri muamelesi göreceği ilan edilmiş bir cumhurbaşkanı adayının halkı Türkiye'nin sorunlarını çözebileceğine ikna etmesi ve Erdoğan'ı devirmesi mümkün değildir' diyor.

Yani demek istiyor ki 'eş güdüm içinde yönetmek de nereden çıktı'?

Kime diyor peki?

Ahmet Davutoğlu'na, Temel Karamollaoğlu'na, Ali Babacan'a ve Gültekin Uysal'a. Hatırlayın bu isimler yakın zamanda 'ülkeyi birlikte yöneteceğiz, eş güdüm içinde yöneteceğiz, hepimiz yöneteceğiz' diye heyecan yapmışlardı. Ben de demiştim ki 'kendilerini hana alan yok eşeklerini bağlamaya yer arıyorlar'.

İsmail de benim gibi diyor şimdi.

İyi de İsmail Saymaz Meral Hanım'a bir şey demiyor mu? İmamoğlu kontenjanından ona kıyak mı geçiyor? Hayır geçmiyor, onun mesajını ayrı veriyor.

Saymaz diyor ki 'Altılı masa, anayasanın vermediği bir yetkiyi neye göre ihdas edecek? Bir koalisyon protokolü anayasanın üzerinde mi tutulacak?'.

Haklı! Ne yani Meral Akşener hangi anayasaya göre Başbakan olacak?

Ne yani seçilen cumhurbaşkanı yetkilerini hangi anayasaya göre devredecek yahut paylaşacak?

Hem niye paylaşsın?

Paylaşmaz, paylaşamaz! O halde Kemal Bey bizi mi kandırıyor altılı masayı mı? Ya da altılı masa kendi tabanlarını mı kandırıyor?

İsmail Saymaz 'yönetim krizi' çıkar diyor.

Çıkar tabii! Daha ortada fol yok yumurta yok paylaşım derdine düştüler. Biri yirmi milletvekili istiyor, öteki başbakanlık beriki bakanlık.

Dışişleri benim, İçişleri senin...

Biri de 'bize sormadan cumhurbaşkanı karar almayacak' diyor. Şimdi bir de bu arkadaşları iktidarda düşünün. Çok değil bir yıl sonra ülke erken seçime gider.

Bir çivi çakılmaz. Projeler durur. Birbirlerine düşerler. Siyasi istikrarın olmadığı yerde hiçbir şey olmaz.

Ülke bir gecede yirmi yıl geriye gider.

22

Peki, ya istenen de böyle bir şeyse! Ne yalan söyleyeyim yabana atmayın, olabilir.

Vah ki vah!

Şimdi gelelim meselenin en can alıcı kısmına.

Aslında İsmail Saymaz yaptığı bu uyarılarla farkında olmadan başkanlık sistemini övüyor. Farkındaysa da lafım yok. Türkiye başkanlık sistemine niçin geçti? Bu sorunlar yüzünden. Bu millet niçin başkanlık sistemini tercih etti? Onlarca yıl bu konuda çok çektiği için!

Eeee? Şimdi bu altılı masa bize eskiyi getirme sözü veriyor. Eskinin kavgasını, gürültüsünü, istikrarsızlığını vaat ediyor.

ENeyse ki millet altılı masanın iktidar olmamış halini görüyor.

Sevgili İsmail Saymaz son olarak meseleyi iyi bağlamış.

'Yedi Kocalı Hürmüz Hükümeti' demiş.

Doğru demiş.

Hasılı bu Hürmüz'ün çocuğu olmaz!

Olsa da yaşamaz!

Ve son bir not.

İsmail Saymaz bu tespitleri yapmış. İyi güzel de bu altılı masadan tek kocalı bir Hürmüz nasıl bekler anlamış değilim?

Diyelim ki aday Ekrem İmamoğlu oldu! Ne değişecek? Meral Hanım yine Başbakan olmak istiyor. Diğerleri de eş cumhurbaşkanı.

Aday kim olursa olsun netice değişmiyor.

Sevgili İsmail biraz daha açık konuşsa da anlasak. Hiç değilse CHP dışındaki diğer beş partiye gönül verenler anlasa.