Bir acayip gündem
Akşam Gazetesi Yazarı Turgay Güler'in bugünkü (30.08.2022)''Bir acayip gündem'' başlıklı yazısı.
Muhalefet cephesinde müthiş bir heyecan var şu sıralar. Öyle böyle değil.
Şöyle! Artık 'kesin' gözüyle bakıyorlar!
On ay sonra iktidarlar!
On ay sonra Erdoğan yok!
Ya kim var? İşte orası sıkıntılı. Oysa Kemal Bey şu saate kadar sessiz, sedasız ve dahi ince bir işçilikle 'ben varım' demişti.
Demişti demesine de Meral Hanım 'sen mümkün değil' dedi.
O ara Abdullah Gül ismi bir kez daha gündeme gelince birileri 'ondan hiç olmaz zira milli bayramlarda hasta oluyor' diye itiraz etti.
Bu eleştirinin kaynağı daha ziyade CHP çevreleri.
Aslında söz konusu suçlama yeni değil, öteden beri dillendiriliyor. Abdullah Beyimiz bugüne kadar bu suçlamalara hep kulak tıkamış, hiç oralı olup da cevap vermemişti. Ne olduysa dün oldu. Abdullah Bey, köşkünün bahçesine bir sandalye attı. Karşısına bi kamera kurdu ve başladı anlatmaya.
'Yarın 30 Ağustos ve bakın ben turp gibi sağlamım, hasta değilim' dedi.
Espri yaptı kendince. Esprisi değilse de açıklaması baştan sona komikti.
'Bugüne kadar bunları yalanlamayı zul kabul ettim. Ama ne zaman ki hiç ummadığım kişiler de buna inanmaya başladılar o zaman böyle bir açıklamaya mecbur kaldım' dedi.
Kimdi acep bu 'hiç ummadığı kişiler'?
Kim olacak? Adaylığına bu gerekçeyle itiraz eden etkili ve yetkili herkes!
Demem o ki Abdullah Bey apar topar yaptığı bu açıklamayla 'durun yapmayın, iftiraya uğradım, yalan, inanmayın, beni aday yapın' demek istedi.
Yapmazlar! Ama beyimiz farkında değil.
Neyse biz dönelim yeniden en başa yani muhalefet cephesinin heyecanına.
Seçime on ay kala birileri yine düğmeye bastı. Kasetler havada uçuşuyor. Amaç 'çürümüşlük' algısı oluşturmak. Karısını gizlice çekip o görüntüleri servis eden mi ararsın, bilmem ne müdürünün yediği haltın gizli çekim görüntülerini mi? Ne ararsan var. Bugün için biriktirilmiş. Şimdi de ortalığa saçılıyor.