Gülen’in ölümü ve FETÖ’nün geleceği
https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/tracTürkiye’yi zor günlerin beklediği çok barizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Ağustos resepsiyonunda iç cepheyi güçlendirme çağrıları yaparak...
Türkiye’yi zor günlerin beklediği çok barizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Ağustos resepsiyonunda iç cepheyi güçlendirme çağrıları yaparak “Bizi yılgınlığa düşürmeye, bizi usandırıp umutsuzluk girdabına sürüklemeye çalışanlar, işte o iç cepheyi hedef alıyor. Biz o iç cepheyi çökerttirmeyiz” demişti. Dikkat ederseniz, Cumhurbaşkanı son günlerde “kenetlenme” uyarıları da yapıyordu.
Türkiye’de ne zaman kritik bir dönemece girilse ve devletimiz ne zaman kamburlarını kesip atma yoluna koyulsa “iç cepheye” saldırılar düzenleniyor. Tek tek saymaya gerek yok.
Dün TUSAŞ’a yapılan terör saldırısını da PKK’ya silah bıraktırma hamleleri, Türkiye’nin Irak ile girdiği yeni dönem ve de İsrail’in sınırlarımıza dayandırmak istediği savaştan bağımsız, bağlantısız ele alamayız.
Alçak saldırıyı hangi terör örgütü yapmış olursa olsun; (PKK, PYD veya DEAŞ) gözümüzü, dikkatimizi arkasındaki Amerika ve İsrail’e dikmeliyiz.
Amerikan finans ve medya kurumu Bloomberg’in, Türkiye’nin "önümüzdeki 12 ay içerisinde şiddetli siyasi çalkantıların yaşanma olasılığı en yüksek ülke” olarak gösterildiği analizi öylesine yayımlanmadığı da çok ortadaydı. Bu durumda, Amerikalıların durup dururken ve bir dayanak göstermeden servis ettikleri raporun altını doldurma aşamasına geçildiğini söyleyebiliriz.