15 Temmuz'u ne çabuk unuttuk?
Hiç şüphe yok ki Gezi, algısı, kurgusu önceden oluşturulmuş doğrudan Erdoğan'ı ve milleti hedef alan ciddi bir kalkışmaydı. Altı ay evvelinden “OccupyTurkey” adlı facebook grupları kurulmuş...
Hiç şüphe yok ki Gezi, algısı, kurgusu önceden oluşturulmuş doğrudan Erdoğan'ı ve milleti hedef alan ciddi bir kalkışmaydı. Altı ay evvelinden “OccupyTurkey” adlı facebook grupları kurulmuş, Mehmet Ali Alabora'nın başını çektiği(onun da başını kimin çektiği belli) tiyatro (mi mimör) oyunuyla son provalar da yapılmıştı. Soros'un dışarıdan getirdiği militanlarıyla birlikte içeride plan son kez gözden geçirilmiş, ByLock üzerinden talimatları alan FETÖ'cü polisler de yerlerini almıştı. Sonra gelsin no pasaran yazıları, apolitik gençlik palavraları, dibine kadar kapitalist çürük İslamcılar, kırmızılı kadın ve kırmızı fularlı kız vs… Kısacası Soros'un “Kırmızı Devrimi” için hemen her şey hesaplanmıştı.
PR'nı FETÖ ve Aydın Doğan medyasının üstlendiği ve gayet romantik bir üslupla takdim ettiği çapulcuların vandalizmi hala hafızalarımızda yerini koruyor. Kırmızı fularlı kız olarak simgeleştirdikleri bir militanın önce Kandil sonra YPG safları ve nihayet Rakka'da biten terör yolculuğunun ardından Cengiz Çandar ve taifesinin alçakça ürettiği algılar!
Bu terör yolculuğu bile Gezi'de devrimci sol-sosyalist, İslamcı grupların ve terör örgütlerinin arasındaki ilişki ağını ve işbirliğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Ve bu ilişki/ittifak hala devam ediyor.
Türkiye, işte bu organizeli Gezi kalkışması ve ardından gelen 17-25 Aralık darbe teşebbüsünden sonra en şiddetli operasyonu 15 Temmuz gecesinde geçirdi. Küresel tefeci sistem, Gezi'den beri aktif olarak sahaya sürdüğü bir CIA imalatı olan FETÖ eliyle bu sefer de ülkemizi topyekûn işgal etmeye yeltendi.
Çok kan aktı! Vatanları uğruna direnen masum sivil insanların üzerine kurşun sıktılar, tankları sürdüler ve bomba yağdırdılar. 249 vatandaşımız oracıkta şehit düştü. Basiret sahibi, fedakâr, fakir Anadolu insanının olağanüstü direnişi ve başlarındaki cesur liderleri olmasaydı bugün farklı bir Türkiye ile karşı karşıyaydık! Allah'a çok şükür o gece başaramadılar.
İşin hazin tarafı ne biliyor musunuz? 15 Temmuz'dan sonra gerek medyanın sahici anlamda algı üretememesi ve gerekse 15 Temmuz adına tertiplenen konser ve şiir organizasyonlarından ne yazık ki bu büyük operasyonun mahiyetini idrak edemedik. Şimdi de mahkemeler marifetiyle gittikçe karmaşık bir hale getirilmek istenen bir sorunla karşı karşıyayız.
Bakınız, 15 Temmuz işgal girişimi, mahkemelerde karikatürize edilmeye başlandı bile! Peş peşe gelen tahliye haberleri vicdanları ciddi anlamda yaraladı. Dilek Güngör'ün köşesinde yer verdiği habere göre sadece Bursa'da bunun için oluşturulan rüşvet fonu 160 milyon lira civarındaymış. FETÖ'cü darbeciler bilinçli olarak yalan, ret ve inkâr taktiğiyle 15 Temmuz'u sulandırmaya çalışıyor.