Önce sükûnet sonra özeleştiri
Seçim sonuçlarıyla alakalı şu cümleyi de kurmama müsaade ediniz. “Bir ülkenin tarihi anında eğer şartlar bir adamı ön plana çağırıyorsa, eğer şartlar onun basacağı basamak...
Seçim sonuçlarıyla alakalı şu cümleyi de kurmama müsaade ediniz. “Bir ülkenin tarihi anında eğer şartlar bir adamı ön plana çağırıyorsa, eğer şartlar onun basacağı basamak taşlarını onun geçeceği yola daha önceden döşemişse, o adamın yolunu kesmek artık mümkün değildir.” Son yıllarda vatanımızda yaşanan hadise budur ve artık buradan geri dönüş yoktur.
“Seni başkan yaptırmayacağız” kabadayılığında sergilen sığ siyasetin hiçbir karşılığının olmadığını gördük. Yerleşik İttihat Terakki zihniyeti 19. yüzyıl pozitivist, akılcı, modernist reflekslerle milletin iradesine gölge düşürmeye, onları hala cahil, kendilerini makarnaya satan ucuz insanlar olarak göstermeye devam ediyor.
Evet, bunu yapıyorlar. Bir CHP’li, Amerika’nın zulmünden kaçarak ülkemize sığınan Suriyeliler üzerinden “ülke mülteci çöplüğüne döndü” şeklinde akıllara ziyan bir açıklama bile yaptı örneğin.
Milletimizin merhametini, ülkelerine olan sevgilerini, bağımsızlığına olan düşkünlüklerini, Erdoğan gibi bu toprakların değerleri üzerinden siyaset yapan bir lidere olan sadakâtlarını hala cehalet ve makarna üzerinden izah etmeye çalışıyorlar. Bereket versin bu zihniyetten yakamızı kurtardık. Artık ülkede marjinal bir kesimi temsil etmekten öte bir işe yaramayacaklar.
*
Bendeniz de artık 19. yüzyıldan kalma, modası geçmiş bu bir avuç marjinal kesimi daha fazla mevzubahis etmeyeceğim. Bu bakımdan seçimlerden sonra da hız kesmeden devam eden bu karmaşanın, heyecanlı paylaşımların, agresif havanın, kavganın, çatışmanın, tahriklerin bitmesini temenni ediyorum. Ve kendimiz için çizdiğimiz bu ulvi yolda neler yapabileceğimizi konuşalım istiyorum.