Başarı budur! Avrupa’da şampiyon dünyada ilk 5’teyiz!
AKP iktidarı eseriyle ne kadar övünse haklıdır bence. T. Erdoğan ve B. Yıldırım’ın 30 Ulusal TV kanalının neredeyse 28 tanesinde günde en az 5-6 kez, canlı-canlı bağıra-çağıra...
AKP iktidarı eseriyle ne kadar övünse haklıdır bence. T. Erdoğan ve B. Yıldırım’ın 30 Ulusal TV kanalının neredeyse 28 tanesinde günde en az 5-6 kez, canlı-canlı bağıra-çağıra konuşarak, ekonomik icraatlarıyla övünüp, böbürlenmelerini çok görmemek lazım. Hatta büyük ekonomik başarıları başta olmak üzere AKP’nin icraatlarını 24 saat canlı olarak verecek birkaç TV kanalı daha tesis ve tahsis edilmesinde yarar var bence.
Neden, niçin mi? Niçin olmasın? Dile kolay ülkeyi ve ekonomiyi Avrupa’da şampiyon yaptıkları ve dünyada da ilk 5 ülke arasına sokmayı becerdikleri için tabii ki...
Şaka bir yana, Türk ekonomisi, giderek zayıflayan temel ekonomik göstergeleriyle, biriken ve ötelenen riskleriyle, ağırlaşan borç yüküyle ve hızla bozulan yatırım iklimiyle, yokuş aşağı giden, freni patlamış kamyon misali savruluyor maalesef.
Ülkemiz bugün, Avrupa’da toplam 50 bağımsız devlet arasında hem enflasyonu, hem işsizliği, hem de faizleri çifthaneye fırlamış ve burada kronikleşmiş olan tek ülke.
Tabi cari açık ve dış ticaret açığında da öyle.
Tek bir istisna olan, büyüme ve “ihracat arttı” şovları yapılırken, kişi başına düşen milli gelirde de dünyada 75. sıraya düşüyor olunması ne yazık ki...
438 milyar doları aşan rekor dış borcu ile, TL bazında - nominal (kâğıt üzerinde) olarak büyüyen ama reel olarak, dolar bazında küçülen bir ekonomiden bahsediyoruz.
Ancak iktidar ve hempaları rekor ithalat ve dış ticaret açığı artışlarını “ihracatta rekor kırdık” nidalarıyla örtbas ediyorlar.
5 yıldan beri dolar bazında küçülen ekonomimizi “rekor büyüdük” diye sunuyorlar.
Yine...