En kötüyü geride bıraktık, daha kötüsü önümüzde!
T. Erdoğan ve B. Albayrak her fırsatta “en kötünün geride kaldığını, Pastör Brunson olayıyla başlayan spekülatif kur ataklarını ve algı operasyonlarını başarıyla bertaraf ettiklerini”...
T. Erdoğan ve B. Albayrak her fırsatta “en kötünün geride kaldığını, Pastör Brunson olayıyla başlayan spekülatif kur ataklarını ve algı operasyonlarını başarıyla bertaraf ettiklerini” vurgulayan konuşmalar yapıyorlar.
Havuz medyası ve CNN-Türk-NTV ve benzer yandaş kanallardaki sözde ekonomi programcıları ve yorumcuları da aynı teraneyi tekrarlıyorlar. Bu tavır ve söylemler ister istemez Sünnet törenlerinde çocuklara söylenen “oldu da bitti maşallah, damat olur İnşallah” tekerlemesini hatırlatıyor insana.
Keşke iş söyledikleri kadar basit olsa ve bu ekonomik sıkıntıları kolayca aşabilmiş olsak. Ama gerçekler bunun tam tersi ne yazık ki.
Bunların bir türlü anlayamadığı ve/veya anlamak istemediği, yüzleşmekten ve özeleştiriden kaçındıkları husus şu ki; Ekonomide daha da zor günler maalesef önümüzde duruyor.
Kredi borçlarını ve hatta faizlerini ödeyemeyen firmalara takip yapılması engellense de, logo ve stiker yapıştırılan market mallarına zabıtalarla fiyat kontrolleri uygulansa da, Akaryakıtta Otomatik Fiyatlandırma sistemi dondurulup, litre başına 1 TL’yi aşan maliyetler ÖTV’den karşılanıp, bütçe açığına yansıtılsa da, ekonomide turbun büyüğünün heybede olduğu gerçeği değişmez, değiştirilemez.
Saygın-bağımsız ve tanınmış birçok iktisatçı, akademisyen ve uzmanın fikir birliği ettiği ve söylediği üzere uzun süreli, derin salınımlı bütün krizlerin anası sayılabilecek ve en az bir jenerasyonu (kuşağı) olumsuz etkilemesinden endişe duyulan bir sürecin henüz başındayız.
Ekonomide her şeyi spekülatif ve dış odakların saldırısına, Brunson olaya vb. bağlayarak, kendi yönetim, politika ve idari hatalarını kabul etmeyen ve kibirli hareket edenler de bu gerç...