Sıkı para politikası gevşek maliye politikası!
Yazımızın başlığı, eskilerin meşhur deyişi ile “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” da olabilirdi esasında. Çünkü ekonomi yönetimi, masa başı “cin” kararlarla, medya...
Yazımızın başlığı, eskilerin meşhur deyişi ile “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” da olabilirdi esasında.
Çünkü ekonomi yönetimi, masa başı “cin” kararlarla, medya “manipülasyonları” ile kamuoyuna karşı adeta psikolojik harekât sayılabilecek işlere tevessül ediyor.
Ne sorunu doğru dürüst teşhis edip adını koyabiliyorlar, ne de o sorunlara yönelik doğru ve gerçekçi adımlar atabiliyorlar.
Hem vahşi kapitalizmin, ahbap-çavuş kapitalizminin, eş-dost-akraba kayırmacılığının ve partizanlığın alasını yapıyorlar. Hem de “piyasa mekanizmasına” açıkça müdahale etmekten çekinmiyorlar.
Bir yandan firmaları toplu fiyat indirimlerine zorlarken, ÖTV-KDV indirimleri ile bütçe açığını daha da arttırıyorlar, diğer yandan sıkı para politikasından bahsediyorlar.
Bankalar bir araya gelip faiz tavanı belirliyor. Rekabet Kurumu’ndan ses çıkmıyor.
Kredilerini, hatta faizlerini bile ödeyemeyen firmaları takibe almayın diyorlar. Yine kimseden ses çıkmıyor.
Bir yandan AB’ye girmekten bahsediyorlar. Öte yandan fiyatlara narh koymaya, etiketleri zabıtayla denetlemeye kalkışıyorlar.
Bir yandan rekabetten, demokrasiden bahsediyorlar, diğer yandan medyada basın tekelinin kurulmasına çanak tutuyorlar.
Bir yandan adil dağılım ve teşviklerden bahsediyorlar. Diğer yandan, teşvik ve kamu desteklerinde, kişiye-projeye özel, adeta ısmarlama işler yapıyorlar.
Bir yandan tasarruftan, verimlilikten bahsediyorlar, diğer yandan lüks tüketim harcamaları ve gösteriş yatırımlarına aynen devam ediyorlar.
Bir yandan enflasyonla mücadele ediyoruz diyorlar, diğer yandan enflasyon sepetindeki zaten rekabetin yoğun olduğu malların fiyatına karışıyorlar.
Tüm bunlara baktığımızda, ger&cc...