İsrail ayrımcılığı ve istisnacılığı
İsrail Parlamentosu’ndan geçen ulus-devlet yasasının bazı sorunlarını bir önceki yazımda ele almıştım. Yasa en basit ifadeyle yaklaşık 2 milyon Arap vatandaşa sahip olan İsrail’de ırk...
İsrail Parlamentosu’ndan geçen ulus-devlet yasasının bazı sorunlarını bir önceki yazımda ele almıştım. Yasa en basit ifadeyle yaklaşık 2 milyon Arap vatandaşa sahip olan İsrail’de ırk ayrımcılığına dayanan bir sistemi resmileştirmişti. Güney Afrika’da benzeri sistemin kalkmasının üstünden neredeyse 25 sene geçtikten sonra İsrail Güney Afrika modelini (Apartheid) kopyalamış oldu. 1993’te Nelson Mandela’yla Frederik Willem de Klerk’ün birlikte Nobel Barış Ödülü almasına sebep olan Apartheid’ın sona ermesi uluslararası toplumca kutlanırken, 25 sene sonra Apartheid’in İsrail tarafından resmileştirilmesi karşısında aynı uluslararası toplumun sessiz kaldığını gözlemliyoruz. İsrail’e tanınan bu ‘istisnacılık’ dünya siyasi tarihine kara bir leke olarak geçecek.
İsrail uzun yıllar boyunca kendisini Ortadoğu’nun tek demokrasisi olarak pazarladı. Batı’daki kulaklara ‘sizdeniz’ demenin bir başka yoluydu bu ve aslında ne İsrail Ortadoğu’nun tek demokrasisiydi ne de İsrail bir demokr