S-400
Türkiye’nin hava savunma sistemlerine olan ihtiyacı herkesin malumu. Bir süredir acil ve uzun vadeli ihtiyaçlarını karşılamak için iki yönlü bir strateji izliyor. Bir taraftan milli imkanları ve birikimi seferber edip, yerli...
Türkiye’nin hava savunma sistemlerine olan ihtiyacı herkesin malumu. Bir süredir acil ve uzun vadeli ihtiyaçlarını karşılamak için iki yönlü bir strateji izliyor. Bir taraftan milli imkanları ve birikimi seferber edip, yerli teknolojinin gelişmesine yatırım yapıyor. Bu doğal olarak vakit alacak. Kapasitenin gelişmesi vakit alsa da milli imkanlarla ihtiyacın karşılanması hem Türkiye’ye hem de müttefiklerine yeni ufuklar açacak. Bunun gerçekleşmesi için Cumhuriyet tarihinin en büyük Ar-Ge yatırımları yapılıyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gözetiminde ilgili bakanlık ve kuruluşlar tam mesai çalışıyor.
Diğer taraftan ise acil ihtiyacın karşılanması için dışarıdan satın alma yoluna gidiliyor. Herkesin malumu olduğu üzere bunun için önce NATO müttefikimiz Amerika’nın Patriot sistemlerine ilgi duyuldu. Amerika’dan bir türlü gelmeyen teklif dolayısıyla başka alternatif bulma çabasına girişildi. Avrupa, Çin derken Rusya’dan S-400 sisteminin alınması konusunda karar kılındı ve bu yö