Türkiye vagon değil lokomotiftir

Amerika’da uzun süredir Türkiye ile ilişkilere dair sorunlu bir yaklaşım var. Bunun en büyük sebebi, ABD’nin özellikle bölgesel konularda müttefikten ziyade lokomotifin arkasındaki vagon rolünü üstlenecek ortak...

Amerika’da uzun süredir Türkiye ile ilişkilere dair sorunlu bir yaklaşım var. Bunun en büyük sebebi, ABD’nin özellikle bölgesel konularda müttefikten ziyade lokomotifin arkasındaki vagon rolünü üstlenecek ortak arayışında olmasından kaynaklanıyor. Söz konusu Türkiye gibi milli menfaatleri önceleyen ve müttefiklik hukukuna inanan ülkeler olunca bu arayışlar doğal olarak boşa düşüyor. 

Bunun bir tarihi var. Türkiye henüz Soğuk Savaş yıllarında dahi meşhur Johnson Mektubu’na rağmen barış operasyonunun kaçınılmaz olduğu bir noktada milli menfaatler doğrultusunda Kıbrıs’ta adım atmış bir ülke. Soğuk Savaş yıllarının bitmesinden sonra bir türlü tanımlanamayan ikili ilişkiler, Türk-Amerikan ilişkilerinin de kavramsallaştırılmasını zorlaştırdı. Irak’ın işgali öncesinde TBMM’ye takılan tezkere, Arap Baharı’nda farklılaşan vizyonlar, Suriye’de ABD’nin terör örgütü PKK’ya silah yardımı yapması, FETÖ konusunda tüm delillere rağmen adım atmaması ABD ile Türkiye arasındaki ilişkileri za

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye'nin eşsiz katma değeri 07 Aralık 2020 | 224 Okunma Biden sonrası ABD dış politikası 13 Kasım 2020 | 258 Okunma Amerikan seçimleri 06 Kasım 2020 | 126 Okunma Avrupa'da ırkçılık ve İslam karşıtlığı 02 Kasım 2020 | 283 Okunma Seçimler ve ABD'nin küresel pozisyonu 23 Ekim 2020 | 151 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar