Dünyaya açılmanın bedeli

Aleyna Tilki bu cuma İngilizce şarkısı ‘Retrograde’ ile dünyaya açılmanın ilk adımını atmış olacak. Geçtiğimiz haftalarda “Warner Music, Aleyna’yı dünyanın neresine açacak?” diye sormuştum. Ben bu yazıyı yazdığım sırada henüz sadece şirketin Hindistan şubesi paylaşım yapmıştı! Aleyna’nın yeni kariyeri hakkında en çok merak ettiğim şey ise kabul ettiği anlaşmanın şartları.

Öyle bir dedikodu dolanıyor ki ortada... Söylenenlere göre Aleyna attığı imzaya göre yıllarca Warner’ın kölesi olacak. Şartlar gereği şarkılarının tüm haklarını devrettiği, satışlardan çok az pay alacağı ve uzun yıllar boyunca başka bir şirkete geçemeyeceği gibi, müzikal anlamda da Warner Music’in sözünden çıkamayacağı iddia ediliyor. Ne yazık ki bitmedi...

Aleyna’nın hayranlarını çok heyecanlandıran ‘Retrograde’ şarkısında birçok kişinin imzası var ama Dua Lipa çok ünlü olduğu için ön plana çıkarılıyor. Duyduğuma göre olay şöyle gelişmiş: Şarkı önce Dua Lipa’ya önerilmiş. Kendisi pek beğenmediği için üzerinde düzeltmeler ve değişiklik yapmış biraz. Ama sonunda “Bundan bir şey olmaz” deyip bırakınca Aleyna’ya vermişler. Yani aslında tamamen onun eseriymiş gibi bir hava yaratılsa da şarkının çok küçük bir bölümünü yazmış Dua Lipa. Ama bence bu durum Aleyna’nın başarısını etkilemez.

Çünkü birçok ünlü ismin beğenmeyip pas geçtiği ama sonra hit olan o kadar çok şarkı var ki. Bilim insanı Aleyna Tilki eminim matematik yeteneğini kullanıp tüm bu hesapları çoktan yapmıştır.

Yeniköy’deki efsane restoran Araka’nın sahibi ve şefi Pınar Taşdemir, dijital platform Gain’de ‘Sakin’ adlı çok iyi bir program yapıyor. 12 dakika sürüyor ve konuşma çok az. Görüntülerin güzelliği ve sesler ön planda. Kendini doğaya bırakan Pınar toprakta yürürken, tarladan sebze toplarken, kürek çekerken, mangalda yemek pişirirken çıkan sesler meditatif bir müziğe dönüşüyor.

Bu çekimlerde ‘Otonom Duyusal Meridyen Tepki’ diye çevirebileceğimiz ASMR tekniği kullanılıyor. Buna beyinsel orgazm ya da ‘iç gıcıklanması’ da deniyor Türkçede. Youtube’da çok örneği var ama ilk kez Pınar’ın ‘Sakin’i gibi bir şey izledim. Evlere kapandığımız şu dönemde bana çok iyi geldi.