Şansın var mı?
Dahi anlamında ‘de’yi ayrı yazamayanlara karşı savaş açanlardan biri benim. Dahası Türkçede yeri olmayan, son dönemde türeyen “Şansın var mı?” kalıbına da çok...
Dahi anlamında ‘de’yi ayrı yazamayanlara karşı savaş açanlardan biri benim. Dahası Türkçede yeri olmayan, son dönemde türeyen “Şansın var mı?” kalıbına da çok gıcığım. Kibarlık düzeyini arttırdığını düşündükleri için diyorlar ki “Şu işi benim için yapma şansın var mı?” Yahu bu işin şansla ilgisi ne? Direkt sorman gereken şey “Benim için bunu yapar mısın?”. Bundan kibarı Şam’da kayısı. Bu şanssız kalıp aslında İngilizcedeki “Is there any chance...” kalıbından kopya. Bu cümledeki anlamı da şans değil, ihtimal.
Artık kim bunu ilk kullandıysa, yanlış çevirmiş. Hilkat garibesi bir ifade ortaya çıkmış. Kötü bir dublaj Türkçesi. Uzun lafın kısası “Şansın var mı?” sorusunu sadece arkadaşınıza piyango bileti çektirirken sorun lütfen.
SANAT ESERİ
Üniversite yıllarından tanıdığım Duygu Erol, kendini kurumsal hayata verip yönetici oldu. Sonra onca işinin arasında kendisine nefes aldıracak bir hobi buldu. Sevdikleri için tabaklara şahane desenler çizmeye başladı. O kadar çok beğenildi, talep gördü ki bunu küçük bir işe çevirdi.
Tabaklara yaptığı çizimleri yastıklara da taşıdı. Genelde sipariş üzerine yaptığı tabakların her biri sanat eseri. Ve kendine has tarzını hemen tanımak mümkün. Çizdiği kadınlar o kadar tatlı, naif ve güzel ki evin en güzel duvarına asmak istersiniz. Duygu’nun çizimlerini ‘little._things._shop’ Instagram hesabında görebilirsiniz.
HAP BİLGİLER