Ağırlaşmış sorunların sonuçları ile didişmek çözüm olabilir mi?

Gerek küresel ve gerek ise ulusal düzeyde siyasi önceliklerin ön plana çıktığı ve ağırlaşmış sorunların yarattığı olumsuz sonuçlara direnerek zaman kazanmaya...

Gerek küresel ve gerek ise ulusal düzeyde siyasi önceliklerin ön plana çıktığı ve ağırlaşmış sorunların yarattığı olumsuz sonuçlara direnerek zaman kazanmaya çalışıldığı bir süreçten geçiyoruz. Durum böyle olunca ekonomik koordinasyon ihmal ediliyor ve büyüyen çelişkiler gerçekçi olmayan varsayımlar ile geçiştiriliyor. Kısa vadeli bakış açısının yarattığı tahribat büyüyor ve etki alanı genişlemeye devam ediyor.

Küresel ölçekte ve özellikle gelişmiş ekonomilerin tahvil getirileri yükseliyor ve kırılganlıkları tehdit ediyor. Kurumsal yapı ve ciddi boyutta risk taşıyanlar ise büyüme öyküleri ile teselli arayarak ciddileşen sıkıntıyı görmezden gelmeye ve dikkatlerden uzak tutmaya çabalıyor. Sürdürülebilir olmayan eğilimlerin beslediği bu kısır döngünün ateşine odun taşımaya devam ediyor.

İçerideki durum da dışarıdakinden farklı olamıyor. Dış finansman konusundaki olumsuzluklar tümü ile görmezden geliniyor; ülkemizin kırılganlığını artıran cari açık ve dış finansman bağımlılığını azaltmak için pek bir şey yapılmıyor. Başbakan Yardımcılarından biri olası riskleri kontrol altında tutmayı hedefleyen çalışmalar yaparken bir diğeri yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik 93 maddelik reform paketinin Meclise sevk edileceğini açıklıyor. Para otoritesi ise enflasyon raporu ile gerginlikleri azaltmaya ve beklentileri daha iyimser hale getirmeye çalışıyor.

Kimse sormuyor! Yatırımların teşvikini içeren tasarımlar, bütçe dengesini ve cari açık yanı sıra para politikası uygulamalarını nasıl etkileyecek? Siyasi önceliklerin ön plana çıkması sonucu ekonomi cephesinde gaza basılması ve güven endekslerine yansıyan hesapsız iyimserlik, fiyat istikrarı yönündeki çabaların sonuç vermesini engellemeyecek mi? Türk Lirasının daha fazla değer kaybı ve sebep olduğu enflasyon baskıları nasıl kontrol altında tutulacak? Yılsonu enflasyon tahminini yüzde 7,9 olarak güncelleyen para otoritesi, ağırlaşmış sorunların ve koordinasyonsuzluğun yarattığı açmazlar ile ücretlerdeki artışları görmüyor mu?

Küresel kriz öncesinde, finansal kesimin dilinden düşmeyen bir söylem vardı: finanse edebildiğimiz sürece cari açık sorun yaratmaz! Fakat artık durum değişti, cari açığın finansmanı sorun yaratıyor ve ekonomik istikrarı tehdit ediyor; olumsuz sonuçları ile didişerek kalıcı bir başarı yaratılamıyor. Tam aksine başarılı olunduğu iddia edilen yapısal reform alanları da bel veriyor! Kamu dengesi ve mali sektöre yönelik endişeler yeniden büyüyor ve en önemli kırılganlık odağı olmaya koşuyor. Döviz kurları, enflasyon ve faizlerdeki eğilimler alarm vermeyi sürdürüyor.

Sonuçta kur riskinin yönetilebilmesi konusunda düzenleme yapılmasını gündeme alarak, durumu idare etmek adına zaman kazanmaya çalışıyoruz! 212 milyar doları aşan, finansal olmayan kesimin net kur riskinin yüzde 84’ünü 2118 firma taşıyormuş. Bundan sonra döviz cinsinden geliri olmayan ve 15 milyon dolardan az döviz cinsi borcu olanlar yabancı para cinsinden borçlanamayacakmış! Yine sormak gerekiyor, bu aşamaya gelinceye kadar aklımız neredeydi? Son 15 yıl genelindeki birikimli cari açığın 535 milyar doları bulması ve istikrarsızlık yaratmaya başlamasını beklemek mi gerekiyordu?

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Fiyatlama davranışları ve zorunlu değişim 23 Şubat 2019 | 292 Okunma Bunalım var dengelenme yok! 16 Şubat 2019 | 277 Okunma Kredi mekanizmasi çalışmıyor ve ekonomi boğuluyor! 27 Eylül 2018 | 681 Okunma İyimser olmayı zora sokan küresel olumsuzluklar! 25 Eylül 2018 | 272 Okunma Küresel koşullar ve olumsuzlukların artan bulaşıcılığı 20 Eylül 2018 | 426 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar