Gel gel çağrıları umulan yanıtı bulamıyor!

Temmuz ayının ilk üç haftasında küresel piyasalarda yaşanan eğilimler, geleceğe yönelik belirsizliğin artmaya devam ettiğini düşündürüyor. Özellikle gelişen ekonomiler cephesinde, beklentilerin piyasa...

Temmuz ayının ilk üç haftasında küresel piyasalarda yaşanan eğilimler, geleceğe yönelik belirsizliğin artmaya devam ettiğini düşündürüyor. Özellikle gelişen ekonomiler cephesinde, beklentilerin piyasa verilerine yansıyan hızda değiştiğini varsaymak pek gerçekçi görünmüyor. Kısa vadeli bir bakış açısı ve iyimser bir gözlükle, gelişmeleri kendi çıkarları doğrultusunda yorumlamak durumunda olanların bu endişemizi paylaşmaya yanaşmayacağını biliyoruz!

Bu ayın ilk haftasında küresel düzeyde tahvil getirilerinin yükseldiğine ve riskten kaçınma eğiliminin güçlü bir şekilde belirleyici olduğuna tanık olduk; gelişen ekonomilere yönelik olumsuz algılar döviz piyasalarını hareketlendirmiş, emtia ve sermaye piyasalarının olumsuz baskıları daha yoğun bir şekilde hissetmesine sebep olmuştu. Gelişmiş ülke para otoriteleri ile azaltılamayacak kadar çok risk taşıyanlar arasındaki yükselen gerginlik belirleyici hale gelmişti.

İkinci hafta genelinde ise, bu olumsuz havayı acilen kırma çabası devreye girdi ve beklentileri olumsuzlaştıran eğilimleri terse çevirmek adına aktif müdahalelere tanık olduk. Azaltılamayacak büyüklükte risk taşıyanlar, pozisyonlarını savunmak adına kaldıraçlı risklerini büyütmek ve para otoritelerine meydan okumak durumunda kaldılar. Tahvil getirileri geriledikçe rahatladılar, iyimser eğilimleri piyasalara dayatmakta zorlanmadılar ve risk alma isteği artıyormuş havası yarattılar.

Geride bıraktığımız üçüncü hafta ise nispeten sakin geçti; işlem hacimleri ve fiyat oynaklıkları geriledi. Para otoriteleri ile faaliyet dışı gelirlere bağımlı olmaktan kurtulamayan kurumsal yapı arasındaki gerginlik hafızalardan silinmeye, risk alma isteği farklı yöntemler ile uyarıldı ve bunu destekleyen ekonomik senaryoların pazarlanmasına çalışıldı. Son eğilimler ve veriler umdukları sonucun ufukta görünmediğine işaret ediyor! Gel gel çağrıları kısmen yanıtsız kalıyor!

Gelişmelere bakılır ise para otoriteleri Eylül ayına kadar faizleri yükseltmek veya bilançoları küçültmeye başlamak konusunda eylemsiz kalacak. Hacimli risk taşıyanlar ise bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeye ve mümkünse pasif bir biçimde risklerini olabildiğince azaltmaya çalışacaklar; başaramamaları durumunda para otoriteleri ile aralarındaki gerginlik daha önce görülmemiş seviyelere yelken açacak, gelişmelerin kontrolden çıkması olasılığı artacak! Özellikle gelişen ekonomiler cephesinde siyasiler bu aşamaya kadar gelişmeleri seyrederek destekleme gafletinden kurtulamayacak ve daha sonra muhtemelen panikleyecekler! Zira ya varlık değerlerinin gerilemesi ya da enflasyon baskılarının aniden kontrol dışına taşması ciddi sıkıntılar yaratacak!

Yukarıda kısmen özetlemeye çalıştığımız belirsizlikler nedeniyle sormak gerekiyor! Küçük orta boy işletmeler ve bireysel yatırımcılar, bu koşullarda neler yapmalı ve ne tür tercihlerden kaçınmalı? Koşullar daha fazla risk alınmamasını ve hatta yaratılmış fırsatlardan yararlanarak taşıdıkları riskleri borç yüklerini hafifletmek adına azaltmaya çalışmaları gerekiyor. Geç tepki veren yapıları nedeniyle kısa vadeli spekülatif eğilim taşıyan tercihlerden kesinlikle uzak durmaları, kurulmuş tuzaklardan kaçınmaları gerekiyor. Özellikle küçük orta boy işletmelerin halka açılmak yönünde hazırlıklarını hızlandırması özel bir önem taşıyor; her şeyi kaybetmektense hesap verebilir hale gelmenin olumsuz seçenekler arasında en iyisi olduğunu görmeleri gerekiyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Fiyatlama davranışları ve zorunlu değişim 23 Şubat 2019 | 292 Okunma Bunalım var dengelenme yok! 16 Şubat 2019 | 277 Okunma Kredi mekanizmasi çalışmıyor ve ekonomi boğuluyor! 27 Eylül 2018 | 681 Okunma İyimser olmayı zora sokan küresel olumsuzluklar! 25 Eylül 2018 | 272 Okunma Küresel koşullar ve olumsuzlukların artan bulaşıcılığı 20 Eylül 2018 | 426 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar