Şimdilik fiyatlanmayan önemli gelişmeleri ciddiye alın!
Geride bıraktığımız hafta genelinde, küresel piyasalar nispeten sakin bir görünüm sergiledi. Her yılın son iki haftasında olduğu gibi, gerek fiyat oynaklıkları ve gerek ise işlem hacimleri oldukça...
Geride bıraktığımız hafta genelinde, küresel piyasalar nispeten sakin bir görünüm sergiledi. Her yılın son iki haftasında olduğu gibi, gerek fiyat oynaklıkları ve gerek ise işlem hacimleri oldukça düşüktü. Yılsonu bilançolarının mevcut fiyat düzeylerine göre şekillenmesi konusunda genele yayılmış bir uzlaşı var gibiydi. Uzun vadeli ABD tahvil getirilerindeki yükseliş, şimdilik diğer piyasalara yansımadı ve beklentiler üzerindeki etkisi fiyatlanmadı; en geç yeni yılın ikinci haftasında bu durumun değişeceğini veya kalıcı olamayacağını varsaymak isabetli olabilir.
Geride bıraktığımız hafta genelinde ABD cephesinde önemli gelişmeler yaşandı. Yeni vergi tasarısı ve 2018 Bütçesi yasalaştı; borçlanma tavanına ilişkin endişeler ortadan kalktı. Başka bir deyişle 2017 yılı genelinde, iyimser senaryolardaki temel varsayımlar bir anda devre dışı kaldı. Piyasalar şimdilik fiyatlamamış olsa bile, doların değerine ve faizlerine ilişkin beklentiler önemli ölçüde farklılaştı; tahvil getirilerindeki değişim, yaşanacakların öncü sinyali olmaya başladı. Eşanlı olarak, söz konusu ülkenin siyaseten yalnızlaşmaya başlaması ve uzlaşmazlıkların derinleşmesi, jeopolitik endişeleri güçlendirdi.
Vergi oranlarının düşürülmesi, dışarıdaki sermayenin içeride yatırım yapılması adına geri dönmeye teşvik edilmesi, borçlanma ihtiyacının daha yüksek olacağının anlaşılması gibi faktörler beklentileri farklılaştırıyor. ABD cephesindeki büyüme eğilimi desteklenirken, gelişen ekonomilerin cazibesi azalacak gibi görünüyor; yeni güvenlik yaklaşımında ekonomik büyümenin bir silah olarak kullanılacağının dile getirilmesi, bu yöndeki algıları besliyor; para otoritesinin yaklaşımı ile uyumlu bir beklenti seti ortaya çıkarken piyasalar açısından belirsizliğin arttığı dikkat çekiyor.
Doların diğer paralara karşı güçlenmesinin önündeki engeller büyük ölçüde kalkarken, küresel piyasalarda farklı ayrışmaların yaşanması olasılıkları güçleniyor. ABD para otoritesi ile piyasalar arasındaki görüş ayrılıklarının, kısa vadede ilki lehine gelişeceği yönündeki beklentiler ön plana çıkacak gibi görünüyor. Uzun vadeli ABD Hazine Tahvillerinin getirilerinde yaşanan yükselişin, önemli bir sinyal olarak ciddiye alınması gerekiyor.
Yukarıda ifade etmeye çalıştıklarımızı daha farklı bir sorular ile vurgulamaya çalışalım. Önümüzdeki üç ay içinde dolar diğer paralara karşı yüzde 10’a yakın oranda değerlenir ve on yıl vadeli ABD tahvillerinin getirisi 2,60 seviyesinin üzerine çıkar ise, küresel ölçekte neler yaşanır? 2017 senesinin son haftalarındaki göreceli sakinliğin kalıcı olması mümkün olabilir mi? Diğer gelişmişler ve gelişenler cephesinde ne tür ayrışmalar yaşanır? Döviz sermaye ve emtia piyasalarındaki temel eğilimlerin yönü ne tür gelişmeleri tetikler?
Öncelikle geniş kesimleri sakinleştirmek üzere piyasaların yapay bir şekilde yönlendirilebilmesi çok zorlaşır. İşlem hacimleri istikrarsızlaşabilir ve fiyat oynaklıkları belirgin bir şekilde artabilir. Gelişen ekonomilerin döviz rezervlerinde erimeler yaşanabilir, paraları değer kaybederken risk primler yükselebilir; tahvil getirilerindeki genele yayılabilecek yükseliş riskten kaçınma eğilimini güçlendirerek bilançoları yıpratabilir. 2018’in ilk ayı ile birlikte, bir önceki yıla damga vuran eğilimlerin buharlaştığı ve 2016 senesindekileri anımsatan eğilimlerin ön plana çıktığı algısı belirleyici olmaya başlayabilir.