Atatürk...
“Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum” diyen Mustafa Kemal Paşa’mın gür sesinin yankısını duymak için bazen Çanakkale Şehitliği’ne gidiyorum. Orada çarpışmalarımız...
“Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum” diyen Mustafa Kemal Paşa’mın gür sesinin yankısını duymak için bazen Çanakkale Şehitliği’ne gidiyorum. Orada çarpışmalarımız bir anda şimşek hızıyla gözlerimin önünden geçip gidiyor.
Şimdilerde birçoğunu harabe halinde gördüğüm siperlere bakınca; içindeki yaşanmışlığı, hendeklerin içinde koşuşturan neferleri, her an makinelilerden üstümüze yağacak mermileri, şarapnel parçalarını görür gibi olurum.
O yüzdendir belki de şu duvarda asılı aziz Atatürk’ün fotoğrafına bakarken yüreğimin böyle sızlaması.
Yoksa eşsiz Atatürk’ün tenis maçı izlerken fotoğrafı var, yüzerken fotoğrafı var, sahilde kumda otururken, kürek çekerken, at binerken, konser izlerken, zeybek oynarken, dans ederken, heykel incelerken fotoğrafı var.
Salıncakta çocuk gibi gülerek sallanırken bile fotoğrafı var.
Traktör kullanırken fotoğrafı var, çocuklarla, okulda talebelerle, cephede askerlerle, komutanlarla, krallarla, köylülerle, şairlerle, yazarlarla, sanatçılarla binlerce fotoğrafı var, ama benim bu duvarda asılı fotoğrafa bakarken gördüğüm bir fotoğraf değil sadece, geride kalan aziz...