Bakakalacağız giden altıncıların ardından!..
Cennet Kazdağları‘nın altını üstüne getiren, TEMA Vakfı‘nın iddiasına göre 200 bine yakın ağaç kesen Kanada şirketinin CEO‘su, alaycı bir gülümsemeyle, „Altın cevherinin...
Cennet Kazdağları‘nın altını üstüne getiren, TEMA Vakfı‘nın iddiasına göre 200 bine yakın ağaç kesen Kanada şirketinin CEO‘su, alaycı bir gülümsemeyle, „Altın cevherinin işlenmesinde kullanılan siyanürün havuzlardan sızma ihtimali sıfırdır“ diyor ya, bir bakalım gerçek dediği gibi mi?
★★★
Önce konunun uzmanlarından Doç. Dr. M. Yavuz Dedegil‘i dinleyelim:
„Altın ve gümüş madenlerinde cevherin taş-toptaktan ayrılması çoğunlukla siyanid (HCN) ve cıva ile yapılır. Bu maddelerin ikisi de bitki ve hayvanlar için çok zehirlidir. Metal ayrıldıktan sonra bu zehir, çamur halinde, ya tepeleme yığılarak veya bir baraj içinde toplanır. 1 gram altın için bazen 1 m³ artık birikir ve bu birikme depoları genelde bir saatli bomba olarak, geride kalır. Bu muazzam boyuttaki zehirli artık hiçbir yere atılamaz. Altın bitip maden kapanınca, orada hayat da biter. Ne bitki yetişir, ne de insan veya hayvan yaşayabilir!..“
★★★
Şimdi de siyanür havuzlarında kaza ihtimali sıfır mı, değil mi onu görelim:
*1983 Dnister/Moldovya: Artıkların biriktirildiği göletin barajı çatladı ve yanındaki derenin mecrasında akarak 200 km. boyunca, önüne çıkan her türlü yaşamı uzun vadeli olarak yok etti.
– 1992 Colorado/ABD: Altın madeni zehirli artıklarının biriktirildiği göletin barajı patladı ve zehirli karışım Alamosa Nehri yatağında 25 kilometre giderek yaşamı mahvetti. Olaydan sonra madencilik şirketi iflasını açıklayıp çekildi. Nehrin temizlenmesi için ABD devleti 80 milyon dolar ödedi.
★★★