Bakalım “Ankara’da hakimler var” diyebilecek miyiz?..
Alman Kralı II. Frederick, 1750 yılında, Potsdam'dan geçerken bir yeri çok beğeniyor. Adamlarına “Bana şuraya bir saray yapın” diyor. Ertesi gün gidip bakılıyor ki, kralın beğendiği yerde bir...
Alman Kralı II. Frederick, 1750 yılında, Potsdam'dan geçerken bir yeri çok beğeniyor. Adamlarına “Bana şuraya bir saray yapın” diyor. Ertesi gün gidip bakılıyor ki, kralın beğendiği yerde bir değirmen var!
Kapı çalınıyor, yaşlı değirmenci açıyor.
“Buyurun” diyor.
– Bizi Kral Frederick gönderdi. Burayı görüp çok beğenmiş, satın almak istiyor. Kaç para?..
“Ne parası? Satmıyorum ki!..”
– Anlamadınız galiba, burayı kral istiyor!..
“Bana ne? Satmadıktan sonra kral bile alamaz!..”
* * *
Adamlar gerisin geri dönüp, Frederick'e durumu anlatıyorlar.
“Efendim” diyorlar. “Beğendiğiniz yerin sahibi olan değirmenci delinin biri! Israrla satmıyorum” diyor!”
Kral emrediyor:
“Çağırın bakalım şu deli adamı!..”
* * *
Çok geçmeden değirmenci huzura çıkarılıyor.
II. Frederick, “Yanlış anladınız herhalde! Orayı ben satın almak istiyorum! Kaç para istiyorsunuz?” diye soruyor.
Değirmenci:
“Yoo yanlış anlamadım!.. Dün adamlarınız da böyle söyledi. Tekrar edeyim, yerimi satmıyorum” diye cevap veriyor!..