Bu bir “Eski bayramlar ne kadar güzeldi” yazısı değildir!..
O yıllarda Samatya bir şenlikti.Neredeyse tümü avuç içi kadar bir meydana çıkan, yer yer cumbalı kagir evlerin...
O yıllarda Samatya bir şenlikti.
Neredeyse tümü avuç içi kadar bir meydana çıkan, yer yer cumbalı kagir evlerin sıralandığı sokakların kokusu, mevsime göre değişirdi. Örneğin ilkbahar geldiğinde çevreye, hatta yukarıdaki Kocamustafapaşa’ya kadar, iplere dizilmiş çirozluk uskumruların geniz yakan kokusu yayılırdı. Eskilerin “Küçük Paris” de dedikleri Samatya, yazları istavrit tava, kışa doğru midye dolma ve lakerda, ama yılın tüm aylarında hep yosun ve deniz kokardı.
Bizlere, yani o dönemin gençlerine göre; semtimizin en çarpıcı özelliği, hangi dine ve etnik kökene sahip olursa olsun, sakinlerinin barış ve huzur içinde, kardeşçe yaşamayı başarmış olmalarıydı.