Büyük değişime hazır olun!..
Önceki akşam…Merzifon'daki Halk Arenası'ndan önce, ilçenin sevilen Belediye Başkanı Alp Kargı, CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve MHP'li muhaliflerden Prof. Ümit Özdağ ile, hem bereket habercisi iri çekirdekli bahar...
Önceki akşam…
Merzifon'daki Halk Arenası'ndan önce, ilçenin sevilen Belediye Başkanı Alp Kargı, CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve MHP'li muhaliflerden Prof. Ümit Özdağ ile, hem bereket habercisi iri çekirdekli bahar yağmurunu seyrediyor, hem de sohbet ediyoruz.
Hiç beklemediğimiz bir anda salona, İstanbul Barosu eski Başkanı Ümit Kocasakal giriyor.
Ümit Hoca'nın yüzünde huzur dolu bir yorgunluk okunuyor.
Haftalardır yurdu dolaşarak, halkımızın tek adam anayasasına niçin hayır dememiz gerektiğini anlattığı turu tamamlamış, çok güzel anılarla İstanbul'a, evine dönüyor.
İzlenimlerini sorduğumuzda gözlerinin içi gülüyor. “Altını çizerek söylüyorum” diyor. “Kesinlikle ‘Hayır' kazanacak, hem de yüzde 55'in üzerinde bir oyla!..”
Hal hatır sorduktan sonra, hepimizle kucaklaşıyor ve sabah Galatasaray Üniversitesi'ndeki dersine yetişmek üzere gece boyu sürecek yolculuğa çıkıyor.
Biz de onu içten alkışlarla uğurluyoruz…
* * *
Muharrem İnce ve Prof. Özdağ da yorgunlar ama umut dolular…
Muharrem Bey, 45 gün önce çıktığı referandum gezisinde yurdu Batı'dan Doğu'ya, Güney'den Kuzey'e dolaşıp, 84 noktada konuşmuş. Pazar gününe kadar sayıyı 100'e çıkarmakta kararlı olduğunu söylüyor.
Kendisini taşıyan otobüsü adeta evinden söz eder gibi anlatıyor. Giysilerini otobüste değiştirdiğini, kimi zaman da günde ancak birkaç saati bulan uykusunu orada uyuduğunu belirtiyor.
Hemen birkaç not aktarayım:
Her yerde büyük ilgi görmüş. En büyük kalabalığı da İskenderun'da toplamış. Akdeniz'in bu güzel ilçesinde polis kayıtlarına göre 56 bin kişiye seslenmiş. CHP'nin daha önce pek oy alamadığı yerlerde bile, tahminlerin üstündeki kitlelerle buluşmuş. Hatta bazı yörelerdeki katılım, Başbakan'ın mitinglerindeki sayıyı geride bırakmış!..
O da çok değerli anılar biriktirmiş.
Örneğin bir mitingde batmakta olan güneşe doğru konuştuğunu gören gençlerden biri, gözlüğünü çıkarıp “Sana bugün aldığım gözlüğüm helal olsun” diyerek bulunduğu platforma fırlatmış. Sesinin çatallaştığını duyan bir teyze, yün atkısını çıkarıp onun boynuna dolamış… Börek getirenler, elindeki simiti paylaşanlar, termosta çorba, ballı zencefil ikram edenler, konukseverlikte ve gönülden paylaşımda birbiriyle yarışa girişmişler…
Prof. Özdağ da unutulmaz konukseverlik örnekleriyle karşılaşmış.
Ve gördüğü bu sımsıcak ilgi, uğradığı baskı, tehdit ve saldırıların ruhunda yarattığı acıları unutmasını sağlamış!