İyi, kötü, çirkin!..
Önceki sabah, günlük yazıma başlamak için bilgisayarımı açtığımda e-posta kutumda şöyle bir mesaj gördüm:
“Uğur Bey merhabalar,
Eşimle birlikte Tayland”ın başkenti Bangkok’ta 3 yıldır İngilizce öğretmenliği yapmaktayız. Trafikte saldırıya uğrayan Yunus Emre Bahçıvan’a sosyal medyadan ulaşamadım. Kendisini ve eşini Tayland’da yaşamaya davet edip iş konusunda yardımcı olacağız. Çocuklarını burada huzurlu bir şekilde büyütebilirler. Bu olay bizi çok etkiledi. Çünkü biz, bu insanlar yüzünden ülkemizi terk ettik!
Saygılar, sevgiler, hürmetler…”
★★★
Gönderen okurumun başına bir şey gelmesin diye adını vermiyorum.
Bu satırları okurken bir yandan “ne iyi insanlarımız var” dedim, diğer yandan da “benzer magandalar ve davranışlar” nedeniyle cennet ülkemizi terk etmiş olmalarına çok üzüldüm.
Ve tekrar, saldırı dehşetini anlattığım yazımın, okurlardan büyük destek gören son satırlarını hatırladım.
“Bir toplumda suç olduğuna inanılan haksızlıkların cezasız kaldığını düşündüren örneklerin çoğalması, o topluma ve kamu düzenine yapılacak en büyük kötülüktür!..”
★★★