Kameramanın ölümü!..
Dün, meslekten bir grup arkadaşla günlerdir süren orman yangınlarını konuşurken, söz döndü dolaştı, yangınları canlı yayınlarla duyuran televizyon haber ekiplerine geldi.Felaket haberciliği çok zordur....
Dün, meslekten bir grup arkadaşla günlerdir süren orman yangınlarını konuşurken, söz döndü dolaştı, yangınları canlı yayınlarla duyuran televizyon haber ekiplerine geldi.
Felaket haberciliği çok zordur. Hiç abartıya gelmez. Çünkü sözcüklerle anlatılacak her şey, zaten görüntülerde fazlasıyla vardır. Ayrıca çok da tehlikelidir. Örneğin bir yangını biraz daha yakından çekmeye yöneldiğinizde, yön değiştiren rüzgarın etkisiyle, kendinizi bir anda alevlerin ortasında bulabilirsiniz.
★★★
İstanbul Üniversitesi’nde gazetecilik eğitimi almaya başladığımız ilk aylarda ABD’den konuk olarak gelen bir hocamız vardı: Prof. Charles Hulton. Üzerimizde emeği olan değerli bilim insanı, merhum Prof. Dr. Nusret Ekin de asistanı ve tercümanıydı. Saçlarını meslekte ağartmış babacan görünümlü hocamız, felaket haberciliğinin zorluğunu anlatırken şu çarpıcı örneği vermişti:
Eyaletlerin birinde korkunç bir sel yaşanmış. Tabii New-York’taki gazete merkezlerinden bölgeye hemen muhabirler gönderilmiş. Ama tüm iletişim hatları arızalandığı için telefon bağlantısı güçlükle ve çok kısa sürelerle sağlanabiliyormuş. Bu uğraşlar arasında...