Saldırıldıkça güçlenen dev: Fenerbahçe!..
3 Temmuz ve sonrasında yaşananlar, sarı lacivert renklere gönül veren herkese çok şey öğretti.En önemlisi de mikroplarla mücadelesini kazanarak bağışıklık sistemini güçlendiren sağlıklı bir...
3 Temmuz ve sonrasında yaşananlar, sarı lacivert renklere gönül veren herkese çok şey öğretti.
En önemlisi de mikroplarla mücadelesini kazanarak bağışıklık sistemini güçlendiren sağlıklı bir beden gibi, Fenerbahçe’nin de tüm saldırılardan güçlenerek, hatta “devleşerek” çıkması oldu.
Ekranlarda kurulan ağır ceza mahkemelerini, bir köşede bekletilen idam sehpalarını, kendilerini hem savcı hem de yargıç yerine koyup hüküm veren hukuk tanımazları, infaz için ellerini ovuşturan üç kuruşluk cellatları, kumpasa gizli tanık olabilme heveslisi kişiliksiz müfterileri, 24 saat boyunca edilen küfürleri, inanılmaz hakaretleri ve aramıza sızmış İrlandalıları şöyle bir hatırlayın…
Eğer Fenerbahçe acz içinde kıvranıp, Milli Mücadele’nin şanlı sayfalarıyla dolu tarihine ihanet etmiş ve boyun eğmiş olsaydı, dimdik çıkabilir miydi o acımasız kumpas sürecinin cenderesinden?
Ama milyonlarca Fenerbahçeli “Darağacına bile gitsek, son sözümüz; ‘Yaşasın Fenerbahçe Cumhuriyeti’ olur” diyen Başkanlarının ardında toplanarak, birbirine kenetlendiler.
Görkemli tarihine “büyük direniş” başlığı altında geçecek pırıltılı bir bölüm daha ilave ettiler.
Zulme karşı eşi görülmedik dayanışma ve dik duruş sergileyerek Fenerbahçe’nin gücüne güç kattılar.
Böylece onu, saldırıldıkça güçlenen bir “dev” yaptılar.
* * *
3 Temmuz kumpasının işbirlikçileri o tarihten bu yana, kulübü ele geçirebilmek için her fırsatı kullandılar.Hatta efsanevi futbolcu, Kaptan Alex’i bile amaçlarına alet etmekten çekinmediler.
Bunu yaparken Fenerbahçe’ye büyük hizmetler veren, taraftarın gönlündeki eşsiz yeri nedeniyle heykeli dikilen Alex’in insani zaaflarından yararlandılar.