Şeffaflık mı, şov mu?..
Televizyon haberlerinde bazı belediye başkanlarını makam odalarının kapılarını sökerken seyrediyoruz. Sorulduğunda, “Şeffaflık için yapıyoruz. Halkın odamıza kimlerin girip...
Televizyon haberlerinde bazı belediye başkanlarını makam odalarının kapılarını sökerken seyrediyoruz.
Sorulduğunda, “Şeffaflık için yapıyoruz. Halkın odamıza kimlerin girip çıktığını görmesini istiyoruz” diyorlar.
Bir belediye başkanının şeffaflığı savunmasına hiç kuşkusuz büyük destek verilmeli.
Ama şeffaflığın sadece kapıları kaldırmakla sağlanamayacağı da unutulmamalı!..
★★★
Şöyle bir belediye düşünün;
Başkanın makam odasının kapısı açık duruyor, dışarıdan bakıldığında içerisi görünüyor ama meclis toplantılarında nelerin görüşüldüğü, hangi kararların alındığı bilinmiyor!.. Çünkü toplantılar halka açılmıyor, canlı yayınlanmıyor!..
Başkan kapısını ardına kadar açık tutuyor ama tüyü bitmemiş yetim hakkının olduğu gelirlerin nereye, niçin harcandığı konusundaki bilgileri toplumla paylaşmıyor, kayıtları halkın denetimine sunmuyor!..
Başkan kapısını açmakla yetinmiyor, kasasıyla kaldırıp atıyor ama ihaleleri bir başka odada kapalı kapıların ardından yapıyor!.. İhaleyi kimin nasıl aldığını, kazananın en düşük fiyatı verip vermediğini, yandaş olup olmadığını toplumdan saklıyor!..
Başkan işi abartıp tüm binada açılmadık kapı bırakmıyor ama personel alımında neyin belirleyici olacağı konusunda topluma hiçbir taahhütte bulunmuyor. Yani liyakatı mı, yoksa yandaşlığı mı gözeteceğini kimse bilemiyor!..
★★★
Bu konularda şeffaflık yoksa, binadaki tüm odalardaki kapıların kasaları toptan sökülse bile, bir şey ifade etmez…
Yapılanlar şovdan ileri gitmez!..
Şeffaflık şov gerektirmez!..
Geçmişte yaşananlardan biliyoruz ki şovdan ibaret kalan şeffaflık (!) görüntülerinin ardından kuşku gelir, yolsuzluk şaibesi gelir, bela gelir, hırsızlık iddiaları gelir!..
★★★