Türkiye, Ortadoğu’yu kasıp kavuran mezhep savaşının ortasına mı sürükleniyor?
Sevgili okurlarım,Tüm öngörüleri doğru çıkan bilge diplomat, emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ ile söyleşimizin dünkü bölümünde Suriye'deki Fiırat Kalkanı operasyonunda artan...
Sevgili okurlarım,
Tüm öngörüleri doğru çıkan bilge diplomat, emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ ile söyleşimizin dünkü bölümünde Suriye'deki Fiırat Kalkanı operasyonunda artan riskleri ele almış ve Türkiye'nin Beşar Esad rejimiyle işbirliği yapma zorunluğuna değinmiştik.
Bugün de Musul meselesini konuşacağız. Ancak, bu bağlamda ilginç bir duruma işaret etmeden de geçemeyeceğim. Dikkat ederseniz Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuyu da kapsayan açıklamalarıyla Türkiye'nin gündemini her gün değiştiriyor. Nitekim, medyamız bir süre için Musul'un Lozan'ın imzalanmasıyla kaybedildiği ve Misak-ı Milli'nin ülkemize Musul üzerinde hak iddiasına imkân verdiği yolundaki görüşlere odaklandı. Arkadan, Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'nin Musul savaşına mutlaka katılması konusundaki ısrarları ve Irak Başbakanı İbadi'nin buna şiddetle karşı çıkması gündeme oturdu. Cumhurbaşkanı, şimdi de PYD Kantonu Afrin'e operasyon sinyali vererek, ABD'ye Rakka'ya ortak harekât önererek ve “Türkiye'nin, Kerkük'te, Musul'da ve Telafer'de sahada olacağını” söyleyerek şaşırtıcı ölçülerde cephe genişleteceğini açıklıyor.