Umuda yelken açmak!..
Değerli okurlarım, Bugün size, hepimizin altına imzamızı atacağımız muhteşem bir okur mektubunu, hiç yorum yapmadan sunuyorum: “Sevgili Uğur Dündar, Çocukluğumdan bir anı geldi bugün aklıma…...
Değerli okurlarım,
Bugün size, hepimizin altına imzamızı atacağımız muhteşem bir okur mektubunu, hiç yorum yapmadan sunuyorum:
“Sevgili Uğur Dündar,
Çocukluğumdan bir anı geldi bugün aklıma…
Sekiz yaşında var ya da yokum. Ailemizin ekonomik durumunun iyi olduğu yıllar… Güneydoğu’ya kayağa gitmek için şubat ayında İstanbul’dan arabayla yola çıkmışız. Güzergahı yarıladığımız bir sırada, babam yol sormak için bir dükkâna giriyor. O sırada paçavralar içinde, kucağında bebek olan bir dilenci arabaya yaklaşıyor. Dün gibi hatırlıyorum. Çocuklarını besleyebilmek için biraz para ya da yemek dileniyor annemden. Arabada iki ön koltuğun arasında annemin yol için hazırladığı sandviçler, haşlanmış yumurtalar, paketli bisküviler ve çikolataların bulunduğu bir torba duruyor. (Her yola çıktığımızda annem böyle bir yolluk torbası hazırlar.) Torba her zamanki gibi yine ağzına kadar dolu… Ve kadın yardım istediği anda annem, o torbayı olduğu gibi alıp, dilenci kadına veriyor. Kadının anneme, ardı arkası kesilmeyen teşekkürlerini dinlerken babam arabaya dönüyor ve yeniden yola çıkıyoruz. Ben, neler olduğunu anlamamış halde anneme soruyorum. “Anne, neden tüm yolluğumuzu o kadına verdin.”
‘Çünkü çocukları açtı, kuzum!..’
‘Ama şimdi bizim hiçbir yiyeceğimiz yok yol için.’
‘Sorun değil, Biz her zaman markete girip yeniden bir torba dolusu yiyecek alabiliriz… Ama onlar alamadıkları için dileniyor…’
Bu anı adeta aklıma kazınıyor!..
★★★
Annem her zaman şefkatli ve iyiliksever olmuştur, her ihtiyacı olana eli açıktır. Son on yılda çok sıkıntı çektiğimizden, artık bu kadar eli açık davranamasa da hâlâ kalbinin aynı verici ve iyiliksever duygularla dolu olduğunu biliyorum. Yine de imkanı yettiği kadar yardım ediyor muhtaç olanlara. Ben de onun bu yardımseverliğini örnek alarak yetiştim.