Yerlerde sürünen itibar, saraylara akıtılan milyarlarla ayağa kaldırılamaz!..
2 Temmuz 2013 Salı… Saat 12.45…Türk Hava Yolları’nın İzmir-İstanbul seferini yapacak uçağı yolcularını...
2 Temmuz 2013 Salı… Saat 12.45…
Türk Hava Yolları’nın İzmir-İstanbul seferini yapacak uçağı yolcularını alıyor. Ekonomi bölümündeki ön sıraların birinde oturduğum için, uçağa giren tüm yolcuları görebiliyorum. Onlar arasında Amerika’nın Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone ve eşi de bulunuyor. Büyükelçi ve beraberindekilerin lüks “Business Class”ta oturmalarını beklerken o, yanımızdan geçip, ekonomi bölümünün arka sıralarına doğru ilerliyor! Bu arada kendisini fark eden yolculara gülümseyerek selam vermeyi de ihmal etmiyor. Hayatımda ilk kez karşılaştığım Büyükelçi’nin oturduğu yeri görmek için arkama dönüp baktığımda kalkıp, yanıma kadar geliyor ve “Uğur Bey kusura bakmayın geçerken sizi göremedim. Nasılsınız?” diye soruyor. Nezaketine teşekkür edip koltuğuna uğurluyorum.
* * *
Aynı akşam dostum Haluk Şahin’le birlikte, Amerika Birleşik Devletleri’nin en önemli bayramı olan “Ulusal Bağımsızlık Günü” kutlamaları için, İstanbul Konsolosluğu’nun verdiği davete katılıyoruz. Yiyecek içecek ikramlarını sponsor firmaların üstlenmesi herkes gibi benim de dikkatimi çekiyor. Ama kimse de “Demek ki koskoca Amerika’nın davete harcayacak parası yokmuş” diye düşünmüyor. Aksine, dünyanın bir numaralı süper gücünün, bu çok önemli gündeki davette bile tasarrufu düşünüyor olması, anlamlı bulunuyor.